Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/9474 E. 2019/4211 K. 08.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9474
KARAR NO : 2019/4211
KARAR TARİHİ : 08.04.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün katılma yolu ile davacı vekili ve süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 23.12.2011 tarihinde, müvekkilinin yolcu ve davalıların işleten, sürücü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı oldukları aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında, davacının yaralandığını ve sakatlandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren (sigorta şirketi için dava tarihi ve limitle sorumlu) ticari faizi ile ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden olay tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 893,85 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu miktara davalı … yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 23/12/2011 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 3.000,00 TL manevi tazminatın tutarının davalılar … ve Sevgi

….’ndan kaza tarihi olan 23/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, katılma yolu ile davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Somut olayda mahkeme kararının davalı … tarafından süresinde temyiz edildiği, temyiz dilekçesinin davacı vekiline 14.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından yasal süresi geçirildikten sonra 26.04.2016 tarihinde katılma yolu ile temyiz dilekçesi verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazının süreden reddi gerekmiştir.
2-6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2016 yılı için 2.190,00 TL’dir. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyize konu davacı lehine hükmedilen maddi tazminat yönünden verilen karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kabul edilen miktar için davalı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davalı vekilinin maddi tazminat yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınmış bulunduğuna göre, davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz dilekçesinin süreden reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin tüm temyiz

itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 153,93 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’ndan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.