Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/887 E. 2016/887 K. 25.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/887
KARAR NO : 2016/887
KARAR TARİHİ : 25.01.2016

MAHKEMESİ ……..Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda;kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –
Davacı vekili,dava dışı ……’ın müvekkili şirket nezdinde 3S Sağlık Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sigortalı ….’ın yolcu olarak seyahat etmiş olduğu davalı ……..’nin maliki olduğu araç ile dava dışı şahsa ait aracın kazası sonucu ……’ın yaralandığını, tedavisinin ……. hastanesinde yapıldığını, tedavi ile ilgili olarak adı geçen hastaneye müvekkili sigorta şirket tarafından 07/10/2013 tarihinde 25.770,96 TL ve 30/12/2013 tarihinde ise 150.000,00 TL olmak üzere toplam 175.770,96 TL ödendiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ödenen 175.770,96 TL bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ….. vekili, İş Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın görev yönünden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …….. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve dosya içinde bulunan belgelere göre,5510 sayılı Yasanın 67.maddesine trafik kazaları dahil edildiğinden dava konusu uyuşmazlığın 5510 sayılı yasanın 101. maddesine göre İş Mahkemesi’nde görülmesi
gerektiğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, trafik kazasında yaralanan ve davacı … şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalılar arasındaki temel hukuki ilişkinin haksız fiile dayalı olduğu, S.G.K’nun 6111 sayılı yasa uyarınca belgeli tedavi giderlerinden sorumlu olduğu bu nedenle eldeki davada davalı olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği dikkate alınarak,işin esası yönünden karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.