Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/8489 E. 2018/9831 K. 30.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8489
KARAR NO : 2018/9831
KARAR TARİHİ : 30.10.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı …Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Hükmüne uyulan Dairemizin 12.05.2011 tarih ve … E-2011/4668 K sayılı ilamı ile; “…Davanın İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu, bu tür davaların İİK.nun 282. maddesi uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişiler aleyhine açılabileceği, somut olayda yargılama sırasında borçlu davalı CCS Endüstriyel Ürünler San. ve Tic. …nin … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/138 – 331 sayılı kararı ile iflas ettiğinin anlaşıldığı, iflasın açılmasından sonra İİK.nun 187 ve 194. maddeleri uyarınca dava açma veya davayı takip etme yetkisi iflas idaresine geçtiği, bu durumda mahkemece ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise iptal davasında takip yetkisinin anılan yasanın 245 ve 277. maddeleri uyarınca davacı alacaklı bankaya devrolunup devrolunmadığının tesbiti ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine…” değinilmiştir.
Davacı vekili, davalılardan CCS Endüstriyel Ürünler San. ve Tic….nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak
amacı ile kendisine ait 2 nolu parselin dava dışı başka şirketlerin kullandığı kredilerin teminatı olarak diğer davalı bankaya ipotek olarak verildiğini, ayrıca kendisine ait menkul malların da bu taşınmaza teferruat olarak şerh edildiğini öne sürerek yapılan bu tasarrufların iptalini talep etmiş, Türkiye Halk Bankası ise davaya konu edilen taşınmazın kendileri tarafından cebri icra yolu ile satın alındığını ancak taşınmaz üzerine davacı tarafından alınan tedbir kararı nedeniyle adlarına tescil işlemi yapılamadığını öne sürerek tedbir kararının kaldırılarak satış bedeli üzerinde haciz işlemi uygulanması isteğiyle davaya katılmıştır.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile, …, 2 parsel no.lu taşınmaz üzerine 08.12.2006 tarih, 3446 yevmiye numarası ile 1.000.000,00 YTL. bedelle kurulan 2. derece ipotek tesisi ve Tapu Sicil Müdürlüğünün 3330 yevmiye no.lu işlemi ile 29.11.2006 tarihinde tapuya şerh edilen teferruat kaydının iptaline, dava konusu taşınmaz Halk Bankası A.Ş.’ne 1.202.000,00 YTL.’na satılıp, 854.200,00 YTL. alacaktan mahsup edilip, bakiye 347.800,00 YTL. kalmakla, davanın bedele intikal ettirilip, bakiye ihale bedeli üzerinden tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı banka lehine verilen ipotek tesisi ve teferruat kaydına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Davalı banka tarafından borçludan alınan ve dava konusu edilen ipotek, davalı … AŞ tarafından verilen kredilerin dayanağı olarak alınmış olup kredi sözleşmeleri ile kullandırma tarihleri de dosyaya sunulmuştur.
Kredi sözleşmelerinin 8.3 ve 8.5 maddelerinde belirtilen hükümler ipotek verme taahhüdünü kapsar niteliktedir. Bunun yanında 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26/IX. fıkrasında kamu kurum ve kuruluşları (Ordu Yardımlaşma Kurumu dahil), bankalar, esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatiflerince açılacak tüm kredilere karşılık
teminat gösterilen gayrimenkullerin ipotek işlemleri, tarafların istemi halinde resmi senet tanzim edilmeksizin alacaklı ile borçlu ve varsa kefilleri arasında yapılan kredi veya borç sözleşmelerine istinaden, tapu sicil müdürlüklerince tapuya tescil edileceğine ilişkin hükmü karşısında ipotek tesisinin kredi sözleşmelerine istinaden doğrudan tapuya tescil edilmeleri de mümkündür. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davalı bankanın ipotek tesisinin borçlu açısından İİK’nin 279/1 kapsamında iptal edilebilecek bir tasarruf olarak değerlendirilmesi yönündeki mahkemenin gerekçesine katılma imkanı yoktur. Hal böyle olunca mahkemece davanın yazılı gerekçe ile kabulüne karar vermesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … AŞ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … AŞ’ye geri verilmesine 30.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.