Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/847 E. 2016/1483 K. 11.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/847
KARAR NO : 2016/1483
KARAR TARİHİ : 11.02.2016

MAHKEMESİ :………..Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının 3. Katta oturduğu dairenin kanalizasyon akarının tıkanması nedeni ile Belediye Vidanjörü ile açma çalışmalarının sürdüğü esnada geri tepen pis suların alt kata sirayet etmesi sonucu davacıya yangın paket sigortası ile sigortalanmış olan iş yerinin hasarlandığını, hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini belirterek 9.990,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, çalışmaların Belediye tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık 6102 sayılı TTK.nin 1472 (6762 sayılı TTK.nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili isteminden ibarettir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Eldeki davada tapu kayıtları bulunmadığından davanın kat mülkiyetine dayalı olara açılıp açılmadığı tespit edilememiştir. Yine Mahkeme söz konusu hasara ilişkin sigorta
hasar dosyasını getirmeden geçen zaman nedeni ile keşif esnasında kusur ve hasar belirlenemediğinden ispatlanamayan davanın reddine karar vermiştir. Kat Mülkiyeti Kanunu 19/3 maddesi uyarınca bağımsız bölüm maliklerinin kusurları ile diğer bağımsız bölümlere verdikleri zarardan dolayı diğer maliklere karşı sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Diğer yandan Kat Mülkiyeti Yasasının Ek 1. Maddesinde kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü anlaşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği öngörülmüştür. O halde mahkemece önce davaya konu yere ilişkin tapu kayıtları getirilmek sureti ile önce uyuşmazlığın mahkemenin görevine girip girmediği tespit edilmelidir.
Eldeki davanın Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği tespit edildiği takdirde de dava konusu hasara ilişkin sigortadan hasar dosyası getirilerek hasar tarihi itibari ile kusur ve hasar miktarı belirlenmesi yapılması amacıyla konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.