Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/8159 E. 2017/1793 K. 21.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8159
KARAR NO : 2017/1793
KARAR TARİHİ : 21.02.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde Davacı … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yönetimindeki… plakalı aracın müvekkile ait…. plakalı araca çarparak hasar meydana gelmesine neden olduğunu, olayda kusurun tamamen davalıda olduğunu, müvekkilin aracında hasar nedeniyle değer düşmesi meydana geldiğini, ayrıca müvekkilin 21 gün boyunca aracını kullanamadığını, şimdilik 3.000,00 TL değer düşmesi nedeniyle tazminat talep ettiklerini, ayrıca müvekkilin aracını kullanamadığı dönemde yapmış olduğu taşıma harcamaları için de şimdilik 300,00 TL talep ettiklerini,beyan ederek toplam 3300,00 TL tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faize, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş 03.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile ikame araç bedeli zararına ilişkin talebini 896,53 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekilinin dilekçesinde; Davanın haksız ve yersiz olduğunu, olaydaki kusurun tamamının karşı tarafta olduğunu, davacının iddia ettiği şekilde bir çarpmanın söz konusu olmadığını, davacının bu olay nedeniyle yapmak zorunda kaldığı harcamaları ispat etmesi gerektiğini, öte yandan sigorta eden Axa Sigorta’nın da kendisiyle birlikte sorumluluğunun bulunduğunu belirterek haksız ve yersiz davanın reddine, davanın …ye ihbarına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava kendisine ihbar olunan … Sigorta A.Ş.’nin beyanı: Poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında ve araç başına azami 25.000 TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, poliçede anılan kaza sonucu meydana gelen maddi hasarın kasko sigorta şirketi olan kendilerince karşılandığını, değer kaybının sigorta bedeline dahil olmadığını, değer kaybı kriterinde bazı değer kaybı hesabının yapılması gerektiğini, sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün ihbardan sonra 8 iş günü içinde olduğunu, haklarında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini, davanın reddini ve sorumluluğunu poliçe ile teminat altına alınan miktarla sınırlı olduğuna karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamı gereğince; davanın kısmen kabulüne, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı olarak 2307,23 TL değer kaybı tazminatı ile bu aracın tamiri için geçen süredeki kullanımdan mahrum kalınması nedeniyle 17 günlük araç ikame bedeli olarak 896,53 TL tazminatın (toplamda 3.203,76 TL tazminatın) olay tarihi olan 30/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, söz konusu hüküm Davacı … vekili ve Davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı … vekilinin … de aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan araçta meydana gelen değer kaybı ve ikame araç bedeli istemine ilişkindir.
Mahkemenin hükme esas aldığı 24.08.2015 tarihli makine mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda davacının aracının kazadan önce iki kaza yaptığı belirtilmesine rağmen, 2 kazanın değer kaybına etkisi olup olmadığı yönünde inceleme yapılmadığı, rapora itiraz neticesinde alınan ek bilirkişi raporunda da bu hususun değerlendirilmediği, araçtaki değer kaybı hesaplamasının da neye göre ne şekilde hangi kriterlerin bulunduğu açıklanmadan yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde yer alan 24.08.2015 tarihli raporda; araçta meydana gelen değer kaybının 3500 TL olduğu, 04.01.2016 tarihli ek raporda ise değer kaybının 3076,31 TL olduğu yönünde rapor düzenlendiği, mahkemece 04.01.2016 tarihli ek bilirkişi raporunun hükme esas alındığı anlaşılmakla raporlar arasındaki çelişki giderilmediği gibi dosyadaki tüm bilirkişi raporlarında Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriterine de uyulmamıştır. Eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile Dairemizce değer kaybı konusunda belirlenen kriterlere uygun şekilde düzenlenmeyen ve yine kendi aralarında meydana gelen çelişki de giderilmeyen bilirkişi raporlarına dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden, (rapor düzenleyenlerden farklı olmak kaydı ile) dosyadaki fotoğraflar, fatura, kaza tespit tutanağı ve önceki bilirkişi raporları da incelenerek, aracın modeli, yaşı, hasarın ağırlığı, boyanmış olan yerler ve hasarlı bölgelerin özelliği nazara alınıp, aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç değeri ile tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybını göstereceği ilkesine göre değer kaybının yeniden hesaplanması için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz ve hatalı bilirkişi raporlarına itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- İhbar edilen .. Sigorta AŞ tarafından dosyaya ibraz edilen belgelerden davacı … a 09.09.2014-15.09.2014 tarihleri arasında oto kiralama sözleşmesi ile araç kiralandığı anlaşılmaktadır. Dava konusu kaza tarihinden yaklaşık bir sene sonra davacı taraf ile araç kiralama sözleşmesi imzalanarak araç tahsis edilmesinin davaya konu kaza ile ilgisi olup olmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Mahkemece kiralama sözleşmesinin dayanağının dava konusu kaza olup olmadığı, söz konusu kiralamanın dava konusu kaza olduğunun anlaşılması halinde ikame araç talebinden düşülmesi yönünde inceleme yapılmadan eksik araştırma ile hüküm kurulması da doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 23,35 TL fazla alınan temyiz peşin harcın
davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.