Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/786 E. 2018/10721 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/786
KARAR NO : 2018/10721
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacının kullandığı araca … ‘in kullandığı kamyonetin çarpması sonucu davacının yaralandığını, malul kaldığını, tedavisi süresince kazanç kaybı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11/09/2015 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, geçici işgöremezlik talebini 361,40 TL olarak, kalıcı işgöremezlik talebini 11.292,18 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 361,04 TL geçici işgöremezlik tazminatı ve 11.293,18 TL kalıcı işgörmezlik tazminatı olmak üzere toplam 11.654,22 TL maddi tazminattan taleple bağlı kalınarak 11.654,00 TL ağır bedensel nedeniyle maddi tazminatın dava tarihi olan 02/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limitiyle sınırlı kalmak kaydıyla) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının 0,22 TL maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, dair karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması, aktif devrede zararın asgari geçim indirimi dahil edilerek, pasif devrede zararın asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde olacağının kabulü gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
Somut olayda; mahkemenin hükme esas aldığı 01.08.2015 tarihli hesap bilirkişi raporunda, davacının tazminata esas gelirinin asgari ücret olarak kabul edildiği; hesabın asgari ücretten yapıldığı gerekçesiyle aktif ve pasif dönem ayrımı yapılmadan, davacının muhtemel bakiye ömür süresine göre tazminatın belirlendiği görülmektedir. Oysa ki, Dairemiz’in yerleşik uygulaması gereği, davacının 60 yaşına kadar olan muhtemel yaşam süresinin aktif devre ve 60 yaşından sonraki muhtemel ömür süresinin pasif devre olarak belirlenmesinden sonra, aktif devre için AGİ dahil asgari ücret, pasif devre için AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu yönüyle rapor hatalı olup eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Davacı, 05.11.1996 doğumlu olup, 60 yaşına kadar olan muhtemel yaşam süresinin aktif devre olarak hesaplanması gerektiği, bu durumda aktif devrenin 05.11.2056 tarihinde sona ereceği dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınıp sonuca göre karar verilmesi gerekirken, aktif devrenin 2059 yılının 4. ayın sonuna kadar hesaplandığı hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.