Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/7663 E. 2018/12810 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7663
KARAR NO : 2018/12810
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, davalılardan …’ın 34.176,00 TL vergi borcu varken 2011 yılında … sayılı taşınmaz üzerinde bulunan D Blok, 10 nolu bağımsız bölüm sayılı dairenin diğer davalı küçük oğlu …’a rücü şartlı bağış yapılmasının muvaazalı olarak vergi borcunu ödememe kastıyla yapıldığından bahisle 6183 Sayılı Yasanın 24, 28/1, 30. maddeleri ve diğer ilgili maddeleri gereğince yapılan bağış işlemine ilişkin tasarrufun iptalini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili, davalılardan … ile (küçük davalı …’ın annesi olan) … Aile Mahkemesinin … Esas, 2011/304 Karar sayılı dosyası ile boşandıklarını ve boşanma ilamı gereğince davalı …’ın ortak çocukları küçük …’a devredildiğini, muvaazalı bir işlem olmadığını beyan ederek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …’ın davaya cevap vermediği, duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalılardan … ile dava dışı eski eşi …’ün bir süre evli kaldıkları, daha sonra aralarında
ciddi sorunlar çıktığı, … ve tarafların ortak çocuğu …’a karşı …’ın hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle … Sulh Ceza Mahkemesine … Esas sayılı dosya ile dava açıldığı, bu dosyada …’ın beraatine karar verildiği, ancak katılan … tarafından temyiz edildiği, dosyanın halen Yargıtay’da olduğu, Aile Mahkemesince … ve … hakkında …’a karşı korunması için koruma kararı verildiği, Mestan’ın eski eşi Hale’ye evlenmeden önce bir ev satışından dolayı borcunun da bulunduğu, Hale’nin bu borcunu da Mestan’ın ödemediği, Mestan’ın üzerine olan (dava konusu) …Ada, 25 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan … nolu bağımsız bölüm sayılı daireyi küçük oğlu … üzerine yapmayı birazda zoraki olarak kabul etmesi sonucunda tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı …’ın daha sonra başka bir şahısla evlendiği ve sonradan evlendiği eşinden de çocuğunun olduğu sabit olup, borçlu – davalı … ve eşi Hale’nin boşanmalarının muvaazalı olmayıp, gerçek bir boşanma olduğu, boşanma davası sonucuna göre … tarafından küçük oğlu …’a karşı yapılan bağışın mal kaçırma amaçlı olmadığı açıkça anlaşıldığından, yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan iptal davalarında taşınmazın satış bedeli ile mahkemece oluşturulacak bilirkişilerin verdiği rapora göre tasarruf tarihindeki gerçek değerleri arasında fark olup olmadığı, tasarrufun tarafları arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını 3. kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın bulunup bulunmadığı, kısaca Kanun’un 27, 28, 29 ve 30. maddeleri kapsamında iptal nedenleri irdelenerek bir karar verilmesi gerkmektedir.
Somut olayda davalı borçlu …’ın dava konusu vergi borcunun doğumundan sonra adına kayıtlı gayrımenkulü dava dışı … ile anlaşmalı boşanması sonucunda davalı oğlu …’a rücu şartlı hibe adı altında tapuda devrettiği, mahkemece davalı borçlu ile dava dışı Hale arasındaki boşanmanın gerçek bir boşanma davası olduğu, muvazaa olmadığı, dava dışı hale ile davalı borçlu arasında gerçek bir husumet olduğu, davalı borçlunun davalı oğlu
…’a karşı hakaret ve tehdit suçunu işlediği gerekçesi ile aleyhine ceza davası açıldığı, ceza davası sonucunda beraat kararı verilmişse de dava dışı Hale tarafından davalı …’a velayeten temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır. Yine davalı borçlu aleyhine aile mahkemesinden koruma kararı aldırıldığı davanın reddi için gerekçe olarak gösterilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu vergi borcunun … vergi alacağından doğduğu, davalılar arasındaki tasarrufun 30.11.2011 tarihinde yapıldığı, gerekçeye konu hakaret ve tehdit suçunun tasarruf tarihinden sonra 04/02/2012 tarihinde meydana geldiği, …Sulh Ceza Mahkemesi’nin… E sayılı dosyası ile görülen davanın 26.06.2013 tarihinde karara çıktığı temyiz edildiği hususu değerlendirilmeksizin taraflar arasında muvazaa olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükümleri gereğince vekille temsil edilen davalı … yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 26/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.