Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/717 E. 2016/1751 K. 16.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/717
KARAR NO : 2016/1751
KARAR TARİHİ : 16.02.2016

MAHKEMESİ :………….Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ……. hakkında boşanma davası açıldığını, bu dava devam ederken adına kayıtlı taşınmazı muvazaalı olarak dayısı diğer davalı…..’e devrettiğinden muvazaaya dayalı bu tasarrufun iptalini ve malların tasfiyesini talep etmiş, mavazaalı işlemin iptali ile ilgili talep önce tefrik edilmiş ardından da aile mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine dosya Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanmıştır.
Mahkemece, davacı ve davalı ……’in halen evli oldukları ancak ayrı yaşadıklarından, dava konusu taşınmazın raiç bedelin çok altında bir fiyatla dayısına yapılan satışın muvazaalı olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir.
Öte yandan, danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak, danışıklı işlem ile üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı
işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.
Somut olayda davacı ve davalı İsmail arasındaki boşanma davası red edilerek kesinleşmiş ve ……..Aile Mahkemesinin 2011/763 Esas sayılı dosyasıda red edilmiştir. Bu durumda davacının bir alacağı söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.