Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/6671 E. 2016/7938 K. 19.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6671
KARAR NO : 2016/7938
KARAR TARİHİ : 19.09.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, kırmızı ışık ihlali yaparak davacıya ait araca çarpmasıyla oluşan kazada aracın hasar gördüğünü ve kaza nedeniyle değer kaybına uğradığını, hasar bedelinin davalı aracının sigortacısı tarafından ödendiğini belirterek 12.000,00 TL. değer kaybı bedelinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı …, kazada davalı sürücünün kusuru olmadığını, davacı aracındaki hasarın kendisinin sigortacısı tarafından karşılandığını ve değer kaybı talebinin yerinde olmadığını, tespit raporundaki bedelin fahiş oluğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davacı aracındaki hasarın trafik sigortacısı tarafından karşılandığını ve davacının zararı kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL’nin 20.02.2014 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 184. maddesinde “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri incelendikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir, mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Yasa’nın 186. maddesinde de “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede; belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir” düzenlemesi yapılmıştır.
Somut olayda; sadece davacı vekilinin hazır bulunduğu, davalı taraf ya da vekillerinin hazır bulunmadığı 24.11.2015 tarihli son celsede, HMK 184. ve 186. maddeleri gözetilmeden, tahkikatı bitirip sözlü yargılama için ayrı gün belirleyerek davanın taraflarına bu husus bildirilmeden esas hakkında hüküm kurulmuştur.Bu durumda mahkemece, HMK 184. ve 186. madde hükümleri de gözönüne alınarak işlem yapılması gerekirken usul kurallarına uyulmaksızın, esas hakkında yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebep ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ya geri verilmesine 19/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.