Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/6395 E. 2017/8180 K. 26.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6395
KARAR NO : 2017/8180
KARAR TARİHİ : 26.09.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline zorunlu trafik sigortalı, davalıların maliki, kiracısı ve sürücüsü olduğu aracın ehliyetsiz olarak kullanımı sonucu meydana gelen trafik kazasında dava dışı şahsın yaralandığını, kaza nedeniyle müvekkili tarafından dava dışı şahsa 3.9.2010 tarihinde 22.497,00 TL maluliyet tazminatı ödendiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen 22.497,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan rücuen müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili, sigortalı aracın finansal kiralama sözleşmesi ile davalı … Ltd. Şti’ye uzun süreli kiralandığını, kazanın araç kiracının zilyetliğindeyken meydana geldiğini, kazadan sonra aracın bu şirkete mülkiyetinin devredildiğini, zarardan adı geçen şirketin sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ….Ltd. Şti vekili, davacı şigorta şirketi gerçek zararı aşarak ödeme yaptığından hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davasının kabulü ile, 22.497,00 TL’nin 03/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ye ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesine göre “Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.
Şu kadar ki; bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4 üncü maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır.
İkinci fıkrada yazılı hallerde, münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmıyan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabilir. İtiraz varit görüldüğü takdirde dosya ilgili mahkemeye gönderilir; bu mahkeme davaya bakmaya mecburdur; ancak, davanın mahiyetine göre tatbikı gerekli usul ve kanun hükümlerini tatbik eder. Ticari bir davanın hukuk mahkemesi, ticari olmıyan bir davanın ticaret mahkemesi tarafından görülmesi hükmün bozulması için yalnız başına kafi bir sebep teşkil etmez.
Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi oldukları müddetlere dair usul hükümleri, iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur.” Bir yerde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmaması durumunda, o yer asliye hukuk mahkemesi ticari davalara da bakmakla görevlidir. Sonradan o yerde asliye ticaret mahkemesinin kurulması, mahkeme kurulmadan önce asliye hukuk mahkemesinde açılan ticari davalarda görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluş görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.”, yine Anayasanın 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükümleri öngörülmektedir.
…’nun 19.04.2006 tarih 2006/11-58 esas 2006/228 karar ve yine …’nun 04.04.2007 tarih 2007/11-189 esas 2007/193 karar sayılı ilamlarında belirtildiği gibi her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre götürülmesi ve çözümlenmesi gerekir. Yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde, her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Böyle bir düzenleme varsa örneğin 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un geçici 1. maddesinde “Aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde yargı çevresinde ve görev alana giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” düzenlemesi gereği, bir yerde aile mahkemesi kurulması ile birlikte daha önce açılmış aile mahkemesinin görevine giren davalar aile mahkemesine devredilecektir. Ancak 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun incelendiğinde ticaret mahkemelerinin kurulmasından önce açılan davalara bakacağı yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki görev değil iş bölümü ilişkisidir. (TTK’nun 4 ve 5. maddeleri) Asliye Ticaret Mahkemesi kanunla belirtilmiş olan ticari davalara bakar. Asliye Hukuk Mahkemesi ise ticari davalar dışında kalan hukuk davalarına (dar anlamda hukuk davalarına) bakar.
Somut olayda davanın açıldığı 25.2.2011 tarihi itibari ile … Adliyesinde müstakil bir asliye ticaret mahkemesi bulunmamaktadır. Yargılama sırasında Hakimler ve Savcılar … Kurulu’nun 24.07.2015 tarihli kararnamesi ile …’da Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmasına karar verilmiş olup 3.8.2015 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyete geçmiştir. 25.2.2011 tarihinde … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava sonucu 25.3.2014 tarihinde davalı …Ş. hakkında verilen husumetten red kararını davacı tarafın temyiz etmesi üzerine, Dairemizin 23.9.2014 tarih, 2014/13874 Esas, 2014/12439 Karar sayılı ilamıyla adı geçen davalı bakımından da davanın kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün davalı …Ş. yönünden bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı sonrası … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ise davada görevli mahkemenin yeni kurulan … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesi ile 6.10.2015 tarihinde resen görevsizlik kararı vermiş, görevsizlik kararı temyiz edilmeden kesinleşmiş ve dava önüne gelen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek davanın tüm davalılar bakımından kabulüne karar verilmiştir. … ki yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın açıldığı tarih itibari ile …’da ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından, Dairemizin bozma ilamı sonrası … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ilk itiraz dahi bulunmadığı halde resen görevsizlik kararı verilmesi doğru olmadığından, TTK 5. maddesi gereği bu davaya bakıp sonuçlandırması gerektiğinden, görevsizlik kararının temyiz edilmeden kesinleşmesi sonucu dava önüne gelen asliye ticaret mahkemesince davanın açıldığı tarih itibariyle … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli bulunduğu gerekçesi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …Ş.’ye geri verilmesine 26.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.