Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/639 E. 2018/11068 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/639
KARAR NO : 2018/11068
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, dahili davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve … vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı … yönetimindeki araç ile müvekkiline çarptığını ve müvekkilinin hayati tehlike geçirdiğini, müvekkilinin hem maddi hem de manevi yönden zarar gördüğünü, hastane ve tedavi masrafları olduğunu, çocuğu için tutacağı bakıcı masraflarının da müvekkiline maddi açıdan yük getireceğini, alınacak raporlar ile işgücü kaybı olup olmadığının ortaya çıkacağını, kazada kusurlu yanın davalı olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 5.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin SGK İl Müdürlüğünü davaya dahil etmek üzere dahili dava dilekçesi ibraz etmiş olduğu, dahili davalı dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, 28.7.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 26.5.2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkilinin işgücü kaybından kaynaklı maddi zararının 7.443,60 TL, tedavi giderlerinden kaynaklanan ve SGK Uygulama Tebliği kapsamına girmeyen zararının 883,75 TL olduğu tespit edildiğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 8.327,35 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, tedavi giderlerinden kaynaklanan ve Sağlık Uygulama Tebliği
kapsamına giren 1.562,65 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumundan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin maliki olduğu araç sürücüsünün kusuru olmadığını, kaza tespit tutanağında belirtilen davacı yayanın ise araçlara ilk geçiş hakkını vermemek kuralını ihlal ettiği hususunun tali değil asli kusur sayıldığını, kusur durumunu kabul etmediklerini, … Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/416 esas 2005/300 karar sayılı dosyasının sonucunun beklenmesini, kaza nedeniyle Bağkur, SSK ya da sigorta şirketinden ödeme alıp almadığının araştırılmasını neticede davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin kaza sonrasında kaza yerinden kaçmadığını, yaralanan davacıyı hastaneye götürdüğünü, yardımcı olduğunu, hastanede ziyaret ettiğini, ancak davacı tarafın sürekli müvekkiline olumsuz davrandığını, alacağın dayanağı olan belgelere itiraz ettiklerini, kazanın gerçeklemesindeki kusur oranlarının dikkate alınması gerektiğini belirterek davanının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 7.443,60 TL iş güç kaybı tazminatı ve 883,75 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 8.327,35 TL maddi tazminatın 30/03/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, 1.500,00 TL manevi tazminatın 30/03/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ve davalı …’dan müştereken ve müsteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, SGK yönünden usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından dahili dava dilekçesi yönünden herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ve … vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK.’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden reddedilen manevi tazminat miktarı itibarı ile
temyiz eden davacı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava trafik kazası sonucunda yaralanmadan kaynaklanan işgöremezlik tazminatı ile tedavi masrafları istemine ilişkindir.
Davacı tarafca, tedavi giderlerine ilişkin faturaların ve bir kısım belgelerin dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “… tarafından karşılanır.” Yasanın geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin … tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk “…’na” geçtiğinden eldeki davada 98.madde kapsamındaki tıbbi tedaviye yönelik belgeli tedavi giderleri yönünden yasal hasmın “…” olması gerekir.
Davacı tarafça yargılama aşamasında Sosyal Güvenlik Kurumunu davaya dahil etmek üzere dahili davalı dilekçesi
ibraz etmiş olduğu anlaşılmış olmasına göre mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden usuli işlemler yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Davacı vekili, dava dilekçesinde işgöremezlik ve tedavi giderleri yönünden 5.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş olup 28.7.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davalılar … ve … hakkındaki maddi tazminat talebini toplam 8.327,35 TL olarak ıslah etmiş, mahkemece 26.10.2015 tarihli nihai kararda bu davalılar aleyhine talep edilen maddi tazminatın tam kabulüne, manevi tazminatın da kısmen kabulü ile 1.500,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. Bu durumda, bu davalılar yönünden reddedilen maddi tazminat olmamasına rağmen hüküm fıkrasında davalılar lehine maddi tazminat bakımından vekalet ücreti belirlenmesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği hükmü dikkate alınmaksızın reddedilen manevi tazminat miktarı 500,00 TL iken davalılar lehine manevi tazminat yönünden kararda yazılı olduğu şekilde 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin tüm, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 503,47 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.