Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/567 E. 2018/11529 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/567
KARAR NO : 2018/11529
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili dava dilekçesinde,18.05.2012 tarihinde …’ın, idaresindeki Çiftlik Motorlu Taşıt Sürücüleri Özel Eğitim Hizmetleri Ltd.Şti ne ait motosiklet ile seyir halindeyken plakası alınamayan bir aracın davacının aracına çarptığını, kazada müvekkilinin ağır yaralandığını, davacıya çarpan aracın plakası alınamadığından … Yönetmeliği gereği davalının davacının bedensel zararlardan sorumlu olduğunu beyanla,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, geçici ve sürekli iş göremezlik, efor kaybı ve ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle 14.500,00TL ile tedavi giderleri ile tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masrafın (muayene ve tedavi yerlerine gidiş-geliş masrafları, bakıcı masrafları, refakatçi ve özel beslenme masrafları) için şimdilik 500,00TL olmak üzere toplam 15.000,00TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile, 84.667,00TL nın dava olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, geçici iş göremezlik zararının 6111 sayılı Yasa kapsamında olmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda davacının motosiklette sürücü olup, kaza tutanağı bulunmadığından murisin kask takıp takmadığı belirsiz olmakla birlikte,kaza sonrasındaki ifadesinden ve Hastane tedavi evrakı ve Adli Tıp Kurumu raporlarından baş bölgesinden yaralandığı ve beyin cerrahi servisinde tedavi gördüğü anlaşılmaktadır. Davalı vekili, davacının motosiklete binerken güvenlik önlemi almadığı iddiasıyla müterafık kusur indirimi yapılması gerektiği savunmasında bulunmuştur. Bu itibarla, davalının savunması üzerinde durularak mahkemece zarar görenin müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, müterafik kusur oluşturduğunun kabul edilmesi halinde tazminattan %20 oranında indirim yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen … Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve
belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte Güvence Hesabının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davalı …’nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte …’na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır.
Somut olayda; dosya içerisinde davalı … Hesabına başvuru yapıldığına ilişkin belge bulunmamasına göre, davalının dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece; davalı yönünden hükmedilen tazminatın tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yazılı ve çelişki oluşturacak şekilde “dava olay” tarihinden faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,(2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.