YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/547
KARAR NO : 2018/11525
KARAR TARİHİ : 29.11.2018
MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı … mülkiyetindeki ve diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 28.07.2003 tarihinde sürücüsü … olan … plakalı araç ile yapmış olduğu trafik kazası sonucunda …’ın yaralandığını, kazada davalı sürücünün %50 kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren …plakalı aracın olay tarihini kapsayan geçerli … Sigortası poliçesinin bulunmadığını, kazada yaralanan …’ın müvekkil kuruma başvurması üzerine %5 iş gücü kaybı nedeniyle 18.08.2008 tarihinde 5.973,00TLnın ödendiğini, bu nedenle 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14. maddesine istinaden kurumun zararına neden olan araç sürücüsü ve işleteni davalılara rücu hakkı doğduğunu beyanla, 5.973,00 TL nın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazası nedeniyle yaralanan dava dışı kişiye ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/1-b. maddesinde hükmün davanın tarafları ile davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini kapsayacağı hükme bağlanmıştır.
Yerel Mahkeme dosyasının incelenmesinde, ilam başlığında davalıların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarının yazılmaması ayrıca;davada taraf ya da katılan sıfatı bulunmayan … adlı dava dışı kişinin “İlgili kişi” sıfatıyla karar başlığında yer alması doğru görülmemiş olup, bu hususların yerinde düzeltilmesi gereken hatalar olduğu anlaşılmakla, bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Yargılama sırasında davacı vekili Mahkemeye sunduğu 19.11.2014 tarihli dilekçe ile davaya konu alacağın 3.şahıs … tarafından tüm faiz ve masrafları ile birlikte ödendiğinden bahisle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece, kararda yazılı gerekçe ile Mahkemece borcun talep edilebilirliğinin ortadan kalkmadığı ve bu hakkın 3.kişiye geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; borcun dava dışı … tarafından ödendiği, davacı yönünden davanın konusuz kaldığı,…’ın davacının halefi olarak rücûen talepte bulunma hakkı olsa da, bunu ayrı bir dava açarak ileri sürmesi gerektiği, müddeabihin temliki sözkonusu olmadığından …’ın HMK’nın 125.maddesine göre davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi alacağın temliki, temlik alana dava açma hakkı verse de bunun da ayrı bir davada ileri sürülmesi gerektiğinden dava konusu borcun yargılama sırasında ödenmiş olması nedeniyle dava konusuz kaldığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1)ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ilam başlığının yerinde düzeltilmesine ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.