Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/5393 E. 2019/6971 K. 29.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5393
KARAR NO : 2019/6971
KARAR TARİHİ : 29.05.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki konut sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacı nezdinde sigortalı … ‘a ait konutun müştemilat kısmına davalı tarafa ait olan otelden su sızıntısı olduğunu ve buna bağlı olarak sigortalı evin bahçesinde bulunan müştemilatta zarar meydana geldiğini, tespit edilen 4.441,00 TL hasar bedelinin 18/01/2011 tarihinde sigortalısına ödediğini belirterek 4.441,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; zararın oluşumunda kusuru bulunmadığını ve talep edilen hasar bedelini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hasar bedeli toplamı 4.121,74 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, davacının talebinin 319,26 TL’lik kısmı reddedilmiş olup karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davacı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, konut sigorta poliçesine dayanılarak yapılan hasar ödemesinin rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Mahkemece alınan 24/09/2013 tarihli inşaat bilirkişi raporunda; gerek müştemilatın duvar ve tabanında, gerekse otomobil garajının duvarında görülen rutubetlenme ve boya kabarmalarının ağırlıklı olarak tabi zeminden gelen suya dayalı olduğunu, eldeki verilere göre müştemilattaki su hasarlarının davalıya ait havuzdan kaynaklanmadığı belirtilmiş olup yine dosyadan alınan 07/07/2014 tarihli inşaat mühendisi raporunda ise; müştemilatın duvarlarında ve zemininde meydana gelen kabarmaların sebebinin havuzdan veya havuzun yanındaki platformdan sızan su olduğu, havuzdan taşan suyun önce platforma oradan da dolguya sızdığı, dolguya gelen suyun komşu müştemilat binasına sızdığı ve binanın duvarlarında kabarmalara neden olduğu, fotoğraflarda görülen basamağın havuzdan taşan suyu engellemek için yapıldığı ve platformda meydana gelen çökmelerin ise taşan suyun dolguda meydana getirdiği muhtemel oturmalara yol açtığı belirtilmiştir.
Mahkemece dosyadaki raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir.
Yapılacak iş; konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan yukarıda açıklanan raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek bir başka rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin (isteminin) REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı … davalıya geri verilmesine 29.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.