Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/5383 E. 2019/1220 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5383
KARAR NO : 2019/1220
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacılar vekili; 18.11.2014 tarihinde, müvekkillerinin öz oğulları …’ın yolcu olarak bulunduğu davalının Zorunlu Mali Mesuliyet sigortacısı olduğu aracın tek taraflı kazasında vefat ettiğini belirterek belirsiz alacak davası olarak açtığı davasında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı anne ve baba için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18.11.2015 tarihinde toplam maddi talebini 32.049,06 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, hatır taşıması bulunduğundan ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğinden bahisle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile anne ve baba için ayrı ayrı 16.024,53’er TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında (2 ve 3 nolu bent dışında) bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki 2 ve 3 nolu bentlerin ve davalı vekilinin aşağıdaki 4 ve 5 nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, destek payları doğru belirlenerek, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış/sağlayacak olduğu yardımın miktarı da doğru şekilde hesaplanmalıdır.
Davacıların desteği olan …, 20 yaşında vefat etmiştir. Dosyada mevcut sosyal ekonomik durum araştırmasına göre vefat ettiği tarihte çay ocağında çalışmakta olup aynı zamanda açık öğretim lisesinde okumaktadır. Hükme esas alınan aktüer raporunda, desteğin 2016 yılında mezun olup 1 yıllık askerlik süresi sonunda davacılara destek olmaya başlayacağı, evleninceye kadar her bir davacıya gelirinden %25’er, birinci çocuk oluncaya kadar gelirinden %10’ar, ikinci çocuk oluncaya kadar %6’şar, ikinci çocuktan destekten çıkıncaya kadar da gelirinden %5’er pay ayıracağı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’ar pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra, yaşam tablosuna göre anne ve babadan hangisi destekten çıkacaksa, kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir.
Aynı zamanda somut olayda desteğin çalışıyor olması nedeniyle vefat tarihi itibariyle davacılara destek olacağının kabulü ile destekten yoksun kalma tazminat hesabının vefat tarihinden başlatılması gerekmektedir.
Bu nedenle; mahkemece, Yargıtay uygulamaları da gözetilmek suretiyle, konusunda uzman bir bilirkişiden işaret edilen hususlarda yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir.
3-Türk Medeni Kanunu’nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı Yasa’nın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” denilmektedir. Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi (anne ve babadan birinin ya da her ikisinin çalışıp çalışmadığına ilişkin ayrıksı durumlar da göz önüne alınarak) gerekmektedir.
Somut olayda, 1994 doğumlu destek 20 yaşında vefat etmiş, hükme esas alınan hesap raporunda desteğin öğrenci olması nedeniyle 2016 yılında mezun olacağı ve bu süreye kadar anne ve babasının yetiştirme gideri yapacağı belirtilerek desteğin 22 yaşına kadar anne ve baba lehine hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatlarından ayrı ayrı %5’er yetiştirme gideri düşülmüştür. Daire ilkelerine göre; yetiştirme gideri desteğin 18 yaşına kadar anne ve babadan birinin ya da her ikisinin çalışıp çalışmadığına ilişkin ayrıksı durumlar da göz önüne alınarak hesaplanmaktadır. Bu durumda destek 20 yaşında ve çalışırken vefat ettiğine göre anne ve baba lehine hesaplanan tazminatlardan yetiştirme gideri düşülmemesi gerekirken desteğin 22 yaşına kadar hesaplanan yetiştirme giderinin anne ve babanın tazminatlarından ayrı ayrı indirilmesi doğru görülmemiştir.
4-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında desteğin de kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Desteğin kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Somut olayda; davacıların desteği yolcu ceza dosyasında düzenlenen iddianameye göre kaza anında araçtan fırlayarak vefat etmiştir. Davalı vekili, emniyet kemeri takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuştur. Emniyet kemeri takılmaması nedeniyle Daire’nin uygulamaları da dikkate alınarak TBK’nın 52. maddesi uyarınca %20 oranında tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken davalının savunmasına itibar edilmeyerek ve karar yerinde tartışılmayarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
5-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43.(6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, davacıların desteği yolcu konumundadır. Soruşturma dosyasında dava dışı araç sürücüsü; davacıların desteğinin arkadaşı olduğunu belirtmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; olayda hatır taşıması olduğunu savunmuş, mahkemece hatır taşıması konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece ceza dosyasının tamamının celbi suretiyle davalı vekilinin hatır taşıması savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak, tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalıya geri verilmesine, 11/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.