Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/515 E. 2018/10855 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/515
KARAR NO : 2018/10855
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 30.07.2012 tarihinde, davacının tescilsiz motosikleti ile seyir halinde iken yine trafik sigortası bulunmayan dava dışı sürücü idaresindeki motosikletle çarpışması sonucu meydana gelen kazada, davacının kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminat ve bakıcı giderinin davalıdan tahsilini talep etmiş, 32.721,99 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile; 30.840,99 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2-Dava konusu trafik kazasında, davacı sürücü ile dava dışı sürücünün kusur oranlarının tespiti bakımından savcılık soruşturma aşamasında alınan, 17.09.2012 tarihli raporda belirlenen kusur oranlarının mahkemece benimsendiği ve bu kusur oranlarına göre (davacı 3/8, dava dışı sürücü 5/8)
davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlendiği görülmektedir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında, kusur dağılımı yapılmadığı, ceza dosyasında davacının tali, dava dışı sürücünün asli kusurlu olduğunun kabulü ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği ve ceza dosyasındaki kusur bilirkişi raporunun dosyada yer almadığı, davalı … vekili tarafından, hesap raporuna, soruşturma aşamasında alınan kusur raporunun bağlayıcı olmadığı gerekçesiyle itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, ceza dosyası aslı getirtilmek suretiyle, kusur konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken kusur raporu alınmadan, soruşturma aşamasında alınan kusur raporu ile yetinilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece davanın kabulüne karar verilerek 30.840,99 TL maddi tazminata hükmedildiği, davacı vekili tarafından ıslah harcı da yatırılmak suretiyle 32.721,99 TL olarak talebin ıslah edildiği, bu halde ıslah ile talep edilen miktardan daha azına hükmedildiği ve dolayısıyla kısmen kabule karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, reddedilen tazminat miktarı yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.