Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/5145 E. 2016/7960 K. 20.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5145
KARAR NO : 2016/7960
KARAR TARİHİ : 20.09.2016

Davacı … ile davalılar …,…, … aralarındaki dava hakkında … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.9.2012 gün ve 2010/157 Esas 2012/455 Karar sayılı hüküm Dairemizin 12.10.2015 gün, 2015/8551 Esas ve 2015/10383 sayılı Kararı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı … ile davalılar, … ve … vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu … aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmaz hissesini davalı …’ye onun da diğer davalı …’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı … vekili ile davalı … vekili ve davalı … davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar arasında akrabalık ve yakın arkadaşlık bulunduğunun ve davalıların işbirliği içinde hareket ettiklerinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili ile davalılar … ve … vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiş; hüküm Dairemizin 12.10.2015 gün 2015/8551 Esas 2015/10383 sayılı kararı ile “Davanın İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup, tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,iptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın ön koşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın
bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz 24.06.2008 tarihinde üzerindeki 300.000.00 TL ipotekle birlikte 23.000.00 TL bedelle borçlu davalı … tarafından davalı …’ye satıldığı, Seyfi tarafından da 15.07.2008 tarihinde aynı ipotekle birlikte 33.333.00 TL bedelle …’e satıldığı, taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değerinin 520.000.00 TL olduğunun bilirkişilerce belirlenmiştir. Davacı vekili davalılar arasındaki ilişkinin tespiti açısından tanık bildirdiği halde tanıkların çağrılıp dinlenmedikleri de görülmüştür. Bu durumda mahkemece tasarruf tarihinde taşınmaz üzerinde bulunan ipotek bedelinin borçlu davalı tarafından 15.04.2008 tarihinde ödendiğinin dosyaya sunulan belgelerden anlaşıldığı göz önüne alınarak 4. kişinin ipotek bedelini aslında kendisinin ödediğini savunması nedeniyle bu bedelin gerçekten kim tarafından ödendiğinin araştırılması, buna ilişkin taraf delillerinin sorulması, davacı tarafın delil listesindeki tanıklarının çağrılarak davalılar arasındaki ilişkinin ne olduğunun sorulması, davalılar … ve …’in borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadıklarının saptanması, dosya içeriğinden davalılar … ve …’in birbirlerine yakın yerlerde doğmaları nedeniyle herhangi bir yakınlıklarının olup olmadığının belirlenmesi, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına “gerekçesiyle bozulma-
sına karar verilmişti. Süresi içinde davacı … ile davalılar … ve … vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
1-Dairemizin bozma ilamının 2.sayfasının ikinci paragrafında geçen “ipotek bedelinin borçlu tarafından 15.4.2008 tarihinde ödendiğinin “ibaresi maddi hataya dayalı olup ipotek bedelinin borçlu tarafından ödenme tarihi 15.7.2008 olduğu anlaşıldığından maddi hataya dayalı 15.4.2008 tarihinin 15.7.2008 olarak düzeltilmesine, Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre,davalılar … ve … vekilinin yerinde görülmeyen tüm; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme isteminin 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesinde gereğince REDDİNE,
2-Dairemizce temyiz incelemesinin duruşmalı yapıldığı ve hükmün davacı yararına bozulduğu anlaşıldığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 1.100 TL duruşma vekalet ücreti takdiri gerekirken vekalet ücreti takdir edilmediği anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki tashihi karar isteminin kabulü ile Dairemizin 12.10.2015 gün 2015/8551 Esas 2015/10383 karar sayılı ilamının sonuç kısmının “Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar … ve …’e geri verilmesine, davacı kendisinin vekille temsil ettirdiğinden 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine“ şeklinde düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekilinin sair karar düzeltme isteminin REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma ilamının sonuç kısmının düzeltilmesine, aynı Yasanın 442. maddesi uyarınca 265,00’er TL para cezasının davalıar … ve …’dan alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 60,80 TL fazla
alınan red harcının karar düzeltme isteyen davalılara geri verilmesine, tashihi karar harcın davacıya geri verilmesine 20/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.