Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/4857 E. 2019/237 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4857
KARAR NO : 2019/237
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/607 E-2013/241 K sayılı ilamı gereği … 3. İcra Dairesinin 2013/3421 sayılı takip dosyasına müvekkili şirket tarafından 05.08.2013 tarihinde 31.331,22 TL ödendiğini, ilama göre müşterek müteselsil sorumlu davalı şirketin müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkili şirketin davalının acentası olduğunu, davalının nam ve hesabına yolcu bileti kestiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu müvekkili şirketin rücu hakkı oranının tespitinin yaptırılmasını ve müvekkili şirket tarafından ödenen miktarın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin araçlarının gerekli bakımlarını yaptırdıklarını, tüm sigorta işlemlerini ve poliçelerini tamamladıklarını ve tecrübeli şoförleriyle yolcu taşımacılığı yaptıklarını, ancak yol ve hava şartlarının olumsuz etkileri sonucunda kazanın gerçekleştiğini, araç şoförünün davacı … yazıhanesinin gözetiminde yola çıkartıldığını, davaya konu aracın üzerinde sadece firmanın adının yazması sebebiyle bu davanın açıldığını, müvekkili firmaya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 31.331,22 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 13/07/2015 gününden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle ödenen tazminatın rücuan tazmini talebine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. md. hükümleri ve aynı yasanın 88/1. Maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun “iç ilişki” başlıklı 62. Maddesinde (818 sayılı kanun 50,51) ise “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.”, yine aynı kanunun 167. Maddesinin 2. fıkrasında (818 sayılı kanun 146) “Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davacının talep edilebileceği tazminat miktarının tespiti için konusunda uzman bilirkişi heyetinden tarafların iç ilişkideki sorumluluklarının değerlendirildiği rapor alınarak, sonucuna göre davacının rücu edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile, bilirkişi raporu alınmaksızın, yukarıda açıklanan hukuksal olgular gözönüne alındığında üstlenilen sorumluluğun paylaşılması gerektiği gözetilmediğinin davacı şirketin gerçekleşen kazada bilet satmak dışında herhangi bir eyleminin olmadığı, üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı davalı ile müşterek ve müteselsil sorumlu olan davacının iç ilişkide gerçekleşen kazada herhangi bir kusurunun olmadığı, bu nedenle üçüncü kişinin uğradığı zararı ödeyen davacının kusursuz sorumlu olan davalı işletenden ödediği miktarı talep etmesinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.