Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/4703 E. 2019/877 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4703
KARAR NO : 2019/877
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın ispatlanamadığından reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, 20/11/2013 günü … sevk ve idaresindeki davalı … şirketine sigortalı … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki …plakalı motosikletin kaza yapması sonucu yaralanmış ve sakat kaldığını belirterek şimdilik 3.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline talep ve dava etmiştir.
Davalı dilekçesinde; müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi ücreti kesin süre içerisinde yatırılmadığı, bu hali ile dava ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120. maddesinde davacının, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde ise, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği hüküm altına alınmıştır. Yine aynı Kanunun 324. maddesinde taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu, taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödeyecekleri hüküm altına alınmıştır.
Yargılamayı yapan mahkeme tarafından taraflara herhangi bir işlemi yapması, eksikliği gidermesi, avans ve giderleri yatırması, belgeleri sunması vb. nedenlerle süre verilmesi halinde mahkemece bu konuda yapılacak ihtarda taraflardan yerine getirilmesi istenen yükümlülüğün açıkça belirtilmesi, avans ve giderlere ilişkin harcama kalemlerinin ve miktarlarının net olarak belirlenmesi, sürenin hakim tarafından belirleneceği hallerde makul bir sürenin verilmesi, verilen sürenin kesin olup olmadığının belirtilmesi ve yapılması istenen yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sonuçlarının ne olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde ilgili tarafa bildirilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, 15/09/2015 tarihli tahkikat duruşmasında davacı vekiline bilirkişi ücreti yatırması hususunda kesin süre verilmiş kesin süre içerisinde avans yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiştir. Mahkemece süresinde kusur ve hesap bilirkişisi raporu ücretinin yatırılmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Verilen kesin sürenin dosya muhteviyatına göre usule ve kesin sürenin amacına uygun olmadığı görülmektedir. Davanın niteliği gereğince alınması gerekli olan bilirkişi raporlarının aynı anda alınması mümkün olmayıp belirli bir sıra dahilinde yapılması gerekmektedir. Hesap bilirkişi raporunun alınıp alınmamasına ancak kusur raporunun sonucuna göre mahkemece karar verilebilir. Davacı tarafından ilk aşamada alınması gereken kusur raporu ile ilgili ücretin yatırıldığı görülmektedir. Bu yönüyle davacı tarafın hak arama hürriyeti ve savunma hakkı kısıtlanmıştır. Bu nedenle somut olayın şartları ve dosyanın geldiği aşama göz önüne alınarak davacılar vekiline 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerince usulüne uygun ihtar yapılarak kanun hükmüne göre işlem yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.