Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/4487 E. 2019/3071 K. 18.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4487
KARAR NO : 2019/3071
KARAR TARİHİ : 18.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.03.2019 Salı günü davacılar vekili Av. … ve davalılar vekili Av. … geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, 15.08.2003 tarihinde davalı …’in sürücüsü,…in maliki olduğu araç ile müvekkillerinden…t’in maliki ve…’in sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucu, davacıların yaralandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacılar … için ayrı ayrı 200.000.000 YTL., … için 2.500.000.000 YTL maddi ve … için 2.500.000.000 YTL., … ve … için 500.000.000 YTL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 12.10.2005 havale tarihli dilekçe fazlaya dair hakları ile manevi tazminata ilişkin haklarını saklı tuttuklarını belirterek, … ve … için 2.500.000.000 YTL., … ve … için 500.000.000 YTL maddi tazminat talep ettiklerini belirterek, taleplerini açıklamış, 27.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de, … için 68.359,12 TL., … için 3.621,32 TL., … için 2.754,70 TL olarak taleplerini ıslah etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı …’in maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 66.559.12 TL’nin ve manevi tazminat isteminin kabulü ile 2.500,00 TL.nin, davacı …’nin maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 23,53 TL.nin ve manevi tazminat isteminin kabulü ile 500,00 TL.nin, davacı …’in maddi tazminat isteminin kabulü ile 3.621,32 TL’nin, davacı …’in maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.517.20 TL. ve manevi tazminat isteminin kabulü ile 500,00 TL.nin kaza tarihi olan 15/08/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2015 yılı için 2.080,00 TL’dir. Davalı vekili tarafından davacı … ve … yönünden temyize konu edilen maddi ve manevi tazminat miktarları anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin adı geçen davacılar yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
3-Dosyanın incelenmesinden, mahkemece; davacılar vekiline 27.09.2005 tarihli duruşmada dava dilekçesinin sonuç kısmını ve talebini açıklayarak tavzih etmesi için süre verildiği, davacı vekili tarafından 12.10.2005 havale tarihli dilekçe ile fazlaya dair hakları ile manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile davacılar … ve … için 2.500,00’er TL maddi, … ve … için 500,00’er TL maddi tazminat taleplerinin olduğu belirtilmiştir.
Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK’nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu halde, mahkemece, talep aşılmak suretiyle manevi tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
4-Davacılar vekili, 27.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini arttırmıştır. Islah dilekçesi davalılar vekiline 08.12.2015 tarihli duruşmada tebliğ edilmiş ve mahkemece beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, davalılar vekili tarafından Uyap sisteminde görülen 21.12.2015 havale tarihli dilekçe ile ıslah edilen kısım için zamanaşımı definde bulunulmuştur.
2918 sayılı KTK.nun 109/1.maddesi “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmünü öngörmektedir. Aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Davaya konu kaza 15.08.2003 tarihinde meydana gelmiştir. Dava 24.06.2005 tarihinde açılmış, davacılar vekili tarafından 27.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat talebi arttırılmış, 01.12.2015 tarihinde ıslah harcı yatırılmıştır. Davalılar vekili, süresi içinde ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı definde bulunmuş, mahkeme, davalıların ıslaha karşı ileri sürdüğü zamanaşımı defini değerlendirmeksizin davanın kabulüne karar vermiştir. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan ceza kanunu 765 sayılı
sayılı TCK’dır. Davaya konu kazada dört kişinin yaralanmış olmasına göre, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’da öngörülen ceza zamanaşımı süresinin dikkate alınması gerekir.
O halde mahkemece tüm bu açıklamalar ışığında, davalılar vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def’i değerlendirilerek olumlu olumsuz bir sonuca varılması gerekirken, bu hususta bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin davacılar … ve … yönünden temyiz dilekçesinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 18/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.