Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/427 E. 2018/11595 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/427
KARAR NO : 2018/11595
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı Güvence Hesabı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, 20.07.2011 tarihinde, davacılardan Mehmet’in sürücüsü olduğu Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortası (ZKTMMS) bulunmayan midibüsün yaptığı tek taraflı trafik kazasında davacıların eş ve anneleri olan … ‘in vefat ettiğini, aracın ZMMS’si olan HDI sigorta şirketine destekten yoksun kalma talepli … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtıkları davanın, talebin aracın ZKTMMS’si olmadığından Güvence Hesabına yöneltilmesi gerektiğinden reddedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı çocukların her biri için 10.000,00’er TL, davacı eş için 74.076,24 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 07.09.2015’te davacı eşin talebini 89.426,66 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, taşımanın 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17.maddesi kapsamında olmadığını, aracın ZMMS’sinden tazminatın talep edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı çocukların davalarının reddine, davacı eşin davasının kabulü ile 89.426,66 TL’nin temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortacısı yerine davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” düzenlemesi yapıldıktan sonra, 18. maddesinde “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar, öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir.
Somut olayın incelenmesinde; davaya konu kazanın, 20.07.2011 tarihinde, davacı …’in dayısının vefatı nedeniyle yaklaşık 25 akrabası ile birlikte
… ilinden … Köyündeki cenazeye giderken gerçekleştiği aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı sürücü Mehmet ile araçta bulunan diğer kişilerin akraba oldukları, davacı …’in dayısının vefatı nedeniyle araçtakilerin, ücretsiz olarak cenazeye
katılmak-hususi amaçlı midibüste yolcu olarak bulundukları sırada kazanın meydana geldiği ancak ücret ödeyerek seyahat eden kişiler olmadıkları dikkate alındığında, somut olayda bu nedenlerle davalı Güvence Hesabına husumet yöneltilemeceğinden davanın reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.