Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/4164 E. 2016/8008 K. 20.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4164
KARAR NO : 2016/8008
KARAR TARİHİ : 20.09.2016

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkiline ait davalıya kasko sigortalı aracın trafik kazası sonucu büyük hasar gördüğünü, aracın 25 gün boyunca serviste kaldığını, müvekkili bu araç ile pazarlama yaptığından bu sürede kazanç kaybı oluştuğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.646,20 TL maddi zararın kaza tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, hasar ile tutanakta belirtilen ve müvekkilinin sigortalısının karıştığı iddia olunan kaza sonucu oluşan hasarın ve kazanç kaybının teminat dışı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, hasar bedeli olan 11.646,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktara davalının ödemeyi reddettiği tarih olan 20.05.2014 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, sair taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan kasko tazminat istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel
kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış, anılan kanunun 73. maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda dava 23.06.2014 tarihinde açılmış olup, davacı sigortalı davalıya kasko sigortalı kendisine ait araçta oluşan hasar bedelini talep etmektedir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup yasanın 3/1-1. maddesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözüm yeri tüketici mahkemesi olduğundan, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.