Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/397 E. 2018/11213 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/397
KARAR NO : 2018/11213
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacılar vekili; olay tarihi itibariyle trafik sigortası bulunmayan, davalı gerçek kişilerin maliki ve sürücüsü olduğu aracın, davacıların eşi/ annesi Saadet’e çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı … sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 4.000,00 TL. maddi ve 100.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada, davacılar vekili; asıl davaya konu kazayı yapan aracın trafik sigortacısı olduğu tespit edilen davalının da maddi zararlardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 13.04.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, … dışındaki davalılara yönelik destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 57.967,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, kazayı yapan aracın trafik … poliçesi bulunduğundan kendilerine husumet düşmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …Ş. vekili, davaya konu kazayı yapan aracın trafik sigortacısı olduklarını, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davaya konu kazada ölenin asli kusurlu olduğunu, dava sırasında evlenen davacı eşin manevi tazminat talebi için bu hususun dikkate alınmasıyla belirleme yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davaya konu kazayı yapan aracın trafik sigortası bulunduğu anlaşıldığından, davalı …’nın maddi zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle, bu davalı hakkındaki davanın reddine; diğer davalılar hakkındaki asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile davacı eş Nikail için 604,00 TL, … için 4.468,00 TL. ve Tayip için 7.675,00 TL. olmak üzere toplam 12.747,00 TL. maddi tazminatın, kaza (… için dava) tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline; asıl davadaki manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı … için 10.000,00 TL. ve diğer davacılar için 7.000,00’er TL. olmak üzere toplam 24.000,00 TL’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’ten müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; yargılamanın devamı sırasında yeniden evlenen ve bu suretle destek ihtiyacı son bulan davacı eş Nikail’in destekten yoksun kalma alacağının miktarına ilişkin rapordaki hesaplamaların yerinde olmasına; manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56. maddesindeki (818 sayılı BK’nun 47. md.) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, ıslahla birlikte toplam 57.967,00 TL. maddi tazminat ve toplam 100.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; davalılar aleyhine toplam 12.747,00 TL. maddi ve 24.000,00 TL. manevi tazminata hükmedilmiş; ancak davada vekille temsil olunan davalı … lehine vekalet ücretine karar verilmemiştir.
Davada vekille temsil olunan davalı yararına, karar tarihindeki AAÜT hükümlerine göre, reddedilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması gerekirken vekalet ücretlerinin hüküm altına alınmayışı doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları ile davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, “karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereği, reddolunan maddi tazminat üzerinden hesaplanan 5.274,20 TL. vekalet ücretinin, davacı …’den alınarak davalı …’a verilmesine; reddolunan manevi tazminat üzerinden hesaplanan 2.880,00 TL. vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine” ibaresinin 11. bent olarak mahkeme hükmüne eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
aşağıda dökümü yazılı 591,70 TL fazla alınan temyiz peşin harcının davacılara geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a geri verilmesine 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.