Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/3889 E. 2016/7982 K. 20.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3889
KARAR NO : 2016/7982
KARAR TARİHİ : 20.09.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı …’nin sürücüsü olduğu ve diğer davalı şirkete ait olan araçla kırmızı ışıkta geçerek müvekkilinin aracına çarpması nedeniyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile müvekkilinin aracında oluşan değer kaybı için 6.000 TL ve araç mahrumiyetinden doğan zarar olarak 250 TL olmak üzere toplamda 6.250 TL nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Amb.İnş.San.Tic A.Ş. vekili, davanın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini, aracın tüm parçalarının yenileri ile değiştirilmiş olması nedeniyle araçta değer kaybı olmadığını, aracın özel bir araç olması nedeniyle araçtan mahrum kalınmasından kaynaklanan bir zararın doğmadığını, trafik tespit tutanağındaki kusur oranını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 4.280 TL nin 07/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve mütesilsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı Şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı Şirket vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybı denetime olanak vermeyecek şekilde belirlenmiştir. Bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının yeniden hesaplanması konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesinde düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Davacı vekili, araç mahrumiyet zararı olarak 250,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmişken mahkemece talep aşılarak 280,00 TL’ye karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ye geri verilmesine 20.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.