Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/3844 E. 2019/2796 K. 12.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3844
KARAR NO : 2019/2796
KARAR TARİHİ : 12.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı … vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 5.3.2019 Salı günü davacı vek. Av. … ile davalı … geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı … dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vergi idaresi, davalı … hakkında vergi borcu nedeniyle aleyhine takip yaptıklarını, takibin sonuçsuz kaldığını, dava konusu taşınmazını 03.07.2000 tarihinde davalı …’a ondan da 12.07.2001 tarihinde davalı …’e devredildiğinden, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin, davanın reddine ilişkin ilk kararı, Dairemizin 11.06.2012 tarih 2012/1557 Esas 2012/7646 kararı ile davalı …’ın davalı …’ın çalışanı olduğu, ayrıca… ile davalı borçlu … arasında borç alacak ilişkisi bulunduğu davalıların kendi savunma ve beyanlarından anlaşıldığı, davalı …’ın savunmasında dava dışı bir taşınmaza ilişkin olarak borçlu …’den alacağının bulunduğunu belirtmiş olması dikkate alındığında aralarındaki bu borç alacak ilişkisi nedeni ile borçlunun içinde bulunduğu mali durumun, davalı … ve onun çalışanı olan … tarafından bilinebileceğinin kabulü gerektiği, (6183 SK. md. 30/I) açıklanan nedenlerle iptal şartlarının oluştuğu değerlendirilerek davanın kabulü ile 3. kişi yararına yapılan tasarruf tarihine kadar doğmuş ve kesinleşmiş olan vergi borcunun ulaştığı miktar ve ferileri ile sınırlı olarak iptale karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle bozulmuş bozma sonrasında davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-HMK’nun 331. maddesine göre davanın konusuz kalması halinde hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderini takdir ve hükmeder.
Somut olayda, dava dayanağı vergi borcunun yargılamadan sonra ödendiği yolunda davalı borçlu tarafından vergi idaresinden alınmış bir belge sunulduğundan, davacı kurumdan dava dayanağı vergi borcunun ödenip ödenmediği araştırılarak, sonucuna göre karar vermesi gerektiğinden, karar usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre ise,
a-Bu tür davalarda, 11.06.2012 tarihli bozma ilamında da belirtildiği gibi davanın kabulü halinde davacı kamu idaresinin iptali edilen tasarrufun meydana geldiği tarihteki kamu alacağı tesbit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken, bozma ilamına uyma kararı verilmesine rağmen bu yönde yapılmış bir tesbit olmadan yazılı şekilde karar verilmesi de hatalı olmuştur.
b-Tasarruf hem davalı … hemde … yönünden geçersiz olmasına rağmen bedelin sadece …’den tahsiline karar verilmesi ve bu bedele faiz yürütülmesi de isabetsizdir.
c-6183 sayılı Yasının 38. maddesi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1)(2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı … yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’e geri verilmesine 12/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.