Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/384 E. 2018/11223 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/384
KARAR NO : 2018/11223
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı şirketin yol yapım çalışması yürüttüğü karayolunda gerçekleşen kazada, davacıların yakınları olan …, … ve …’in öldüğünü, davacı …’nin ölenlerin desteğinden yoksun kaldığını ve tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. maddi ve 110.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 19.06.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 37.800,09 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, ceza yargılaması sırasında davacıların tüm maddi ve manevi zararlarının giderildiğini, davacıların kazada kusurlu olan dava dışı sürücü ile … şirketinden tahsil ettikleri bedelleri bildirmediğini, yol yapımını
üstlenen şirketin karayolunu projeye uygun biçimde yaptığını ve davalıların kazada kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı … …’ın maddi zararının, davadan önce yapılan ödemeler ile karşılandığı ve karşılanmamış zararı kalmadığı gerekçesiyle, maddi tazminat isteminin reddine; davacıların manevi tazminat isteminin kabulü ile … … için 50.000,00 TL, …için 10.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL. olmak üzere toplam 110.000,00 TL’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporundaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacılardan sadece … …’nin katılan sıfatıyla yer aldığı ceza davasında, davacı tarafın tazminata ilişkin haklarından vazgeçtiklerini açıkça beyan etmediği dikkate alındığında, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün ve … şirketlerinin yaptığı kısmi ödeme nedeniyle ibrasının, davalıları borçtan kurtarmayacak olmasına; tazminatın denkleştirilmesi ilkesi gereği, zarardan sorumlu olan karşı araç sürücüsü ile kazaya karışan araçların trafik sigortacıları tarafından ödenen bedellerin güncellenmiş bedellerinin hesaplanan maddi tazminattan düşülmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56. (eski BK 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına; hatır taşımasına ilişkin indirimden, sadece hatır taşımasını yapan araç ilgililerinin yararlanabileceği gözetildiğinde, davalı tarafın bu indirimden yararlanmasının mümkün olmamasına göre; davalılar vekili ve davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava dilekçesiyle, davacı … için, davaya konu kaza sonucu kardeşinin ölümü nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulmuş; yargılamanın devamı sırasında (07.05.2014 tarihinde) davacı … vefat etmiştir. Davacı … için talep edilen manevi tazminat yönünden, mirasçıları tarafından davaya devam edilmesi konusunda gerekli usuli işlemler yapılmadığı halde, bu davacı için de tazminata hükmedilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 27/1. maddesi gereğince, gerçek kişiler yönünden maddi hukuk bakımından hak ehliyeti ve usul hukuku bakımından da taraf ehliyeti ölümle son bulur. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölü kişi adına hüküm kurulamaz. Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen ve mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar ise tarafın ölümü ile konusuz kalmaz, bu davalara, ölen tarafın mirasçıları tarafından veya ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilir.
Açıklanan tüm maddi ve hukuki vakıalar karşısında mahkemece; davanın devamı sırasında ölen davacı …’ın davada taraf olma ehliyetinin son bulduğu, davacının malvarlığına ilişkin olan tazminat haklarının mirasçılarına geçtiği, ölenin mirasçılarının davaya dahil edilmesine ilişkin usul işlemlerinin tamamlanması suretiyle, bu davacının manevi tazminat istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, hatalı biçimde, ölü kişi lehine hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenlerin yakınlarının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2.) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nun 53/3. (BK’nun 45/2.) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin, baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, herşeyden önce destek alma hakkı olan kişinin yaşamının sürüyor olması ve destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir. Bu itibarla; kendi yaşamı sürmeyen kişinin, desteğinden yararlandığı kişinin yardımından yoksun kaldığından bahsedilemeyeceği ve desteği olan yakınından dolayı destek tazminatına hak kazanamayacağı, destek görenin ancak kendi yaşam süresi kadar bir süre için tazminata hak kazanabileceği; tazminat hesabında, destek alacaklılarının paylarının belirlenmesi esnasında, sadece hayatta olanlar için pay ayrılması gerekeceği açıktır.
Somut olayda; davacı …’nin desteği olan annesi … ve babası … ile anne babanın desteğinden yararlanacak olan kardeşi …, davaya konu kazada aynı anda ölmüş ve geriye destek alacaklısı olarak sadece davacı çocuk … … kalmıştır. Mahkemenin hükme esas aldığı 25.05.2014 tarihli kök ve 08.05.2015 tarihli ek hesap raporlarında, destek alacaklısı olan davacı çocuk için, herbir ebeveynin ölümü nedeniyle destek payı belirlenirken, diğer ebeveyn ile kazada ölen kardeşi … için de pay ayrıldıktan sonra, kalan pay üzerinden davacının payının saptandığı görülmektedir.
…, destekten yoksun kalma tazminatının yukarıda ifade edilen amaç ve kapsamı; bu tazminatın hesaplanması sırasında, destek alacaklılarının muhtemel ömür sürelerinin, kabul gören yaşam tablolarına göre varsayımsal olarak belirlendiği; somut gerçeğin bulunduğu durumda varsayımlara dayalı hesaplama yapılamayacağı; kazada ölmeyip sağ kalmış olması halinde, ölen eşinin desteğinden yararlanacak olan davacının herbir ebeveynine ve kardeşi …’e, eşinin/ebeveyninin ölümünden dolayı pay ayrılmadan, ölen anne ve babanın herbirinden sadece davacı çocuğun pay alacağı gözetilip hesaplama yapılmalıdır. Aynı kazada ölmüş olan eşlerin (davacının anne babasının) diğer eşten ve kardeş …’in ölen anne babasından destek alma hakkı olmayacağı için, davacının ölen anne babasının gelirlerinin, sadece davacı ile destek arasında paylaştırılması gerektiği dikkate alınmadan destek paylarını belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi eksik inceleme mahiyetindedir.
4-Hükme esas alınan 25.05.2014 tarihli kök ve 08.05.2015 tarihli ek hesap raporlarında, kazada ölen anne babanın muhtemel bakiye yaşam sürelerinin, … 1980 Tablosu’na göre belirlendiği, devre başı ödemeli belirli süreli rant yöntemine göre ve teknik faiz %3 kabul edilerek hesaplama yapıldığı görülmektedir. … …’nun 1989/4-586 Esas, 1990/199 sayılı kararı ve Dairemiz’in yerleşik içtihatları gereği, …– … (… 1931) Tablosu esas alınarak desteklerin ve davacı …’nin muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; bilinmeyen (işleyecek) devreye ilişkin hesapta esas alınacak gelirlerin de, desteklerin bilinen devreye ilişkin en son gelirlerinin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesiyle belirlenecek değeri olarak esas alınması suretiyle hesap yapılması gerekmektedir.
Ayrıca; davacı …’nin desteği olan anne babasının hesaba esas gelirlerinin asgari ücret olarak esas alındığı belirtilerek tazminat hesabı yapılmış ise de, rapor ekinde yer alan asgari ücret cetvelinde yazılı bedellerin, ilgili olduğu yıldaki asgari ücret bedelleri ile uyumlu olmadığı görülmektedir. Hükme esas alınan hesap raporu bu yönden de denetime imkan vermeyecek mahiyettedir.
Açıklanan tüm bu sebeplerle; davacı …’nin kazada ölen anne babasından alacağı destek paylarının, yukarıda (3 nolu bentte) ifade edilen ilkelere göre doğru biçimde belirlenmesi; destek ve davacının muhtemel bakiye ömür sürelerinin … Yaşam Tablosu’na göre saptanması;
işleyecek devreye ilişkin hesapta, bilinen devrenin en son gelirinin her yıl için %10 artırım ve %10 iskontosu ile belirlenecek değerinin esas alınması; davacı desteklerinin geliri olarak kabul edilen asgari ücretin her yıla ilişkin karşılığının doğru biçimde esas alınması ile denetimi de sağlayacak biçimde tazminat hesabının yapılması için, konusunda uzman başka bir aktüer bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar yararına; (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı … … yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılara geri verilmesine 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.