Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/3718 E. 2019/2544 K. 06.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3718
KARAR NO : 2019/2544
KARAR TARİHİ : 06.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05.03.2019 Salı günü davacı vekili Av. … geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkili bankanın kredi borçlusu dava dışı … Elektrik Mal. San. ve Tic. Ltd. Şti firmasının … Kumaşçılık Dış Tic.Ltd.Şti. lehine …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefaletleri ile krediler kullandırıldığı kredilerin geri ödenmediğini, borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığı ve … 34. İcra Müdürlüğü’nün 2013/22838 sayılı dosyasından yasal takibe geçildiği, borçlunun adına kayıtlı gayrımenkulleri aynı tarihte davalı …’ye düşük bedel ile devredildiğinin öğrenildiğini, yapılan tasarrufların muvazaalı olduğunu beyan ile tasarrufların iptaline icra dosyasından cebri icra yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların cevap dilekçelerinde davanın reddini savundukları anlaşılmıştır.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; takibe konu sözleşme 04.01.2013 tarihinde düzenlenmiş olup, tasarruf tarihi ise 07.12.2010 olmakla tasarrufun borcun doğumundan önce olduğu, davacının başka takiplere konu olabilecek ve takipte kesinleşen borçtan bağımsız diğer kredi sözleşmelerine dayanarak bu icra dosyası alacağı için tasarrufun iptalini istenemiyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda, mahkemece takibe konu sözleşmenin tarihinin 04.01.2013 tarihli olduğu, tasarrufların ise 07.12.2010 da yapıldığı, tasarruf tarihlerinin sözleşme tarihinden önce olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de dosya içinde mevcut davacı delillerine göre varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dosya içerisindeki belgelerden, davacı alacaklı banka olan Yapı Kredi Bankası ile davalı borçlu arasındaki kredi ilişkisinin 07.11.2008 yılı itibari ile başladığı, davacı alacaklı ile imzalanan tüm sözleşmelerde davalı borçlunun müştereken ve müteselsilen kefil olarak sözleşmeye imza attığı, sonrasında kredi sözleşmeleri imzalanmaya devam edildiği, davacı ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişki başlangıcının dava konusu tasarruf tarihinden önceye dayandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.