YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3696
KARAR NO : 2018/12577
KARAR TARİHİ : 20.12.2018
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine sigortalı, davalı … sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu davacıların yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak, her bir davacı için 1.000,00’er TL maddi ve her bir davacı için 5.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı … için 3.912,88TL maddi tazminatın 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden, bakiye miktarın ıslah tarihinden itibaren yine davacı Kübra için 38,65 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacı … için 3.000,00 TL, davacı Kübra için 500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davacı … açısından maddi tazminata ilişkin verilen hüküm miktar olarak kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, dava konusu kazaya karışan aracın hususi araç olması dikkate alınarak uygulanacak faiz türünün belirlenmesinde bir usulsuzluk bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Dosya kapsamından bulunan trafik kazası tespit tutanağı ve kusur raporu ekindeki kroki incelendiğinde çarpma noktasının kavşak başına yakın bir nokta olduğu gözükmekte Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporunda ise çarpma noktasının kavşak başına olan uzaklık mesafesi belirtilmediğinden seçenekli kusur oranı verildiği anlaşılmaktadır .Mahkemece hükmün gerekçesinde davalının %25 davacıların %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş ise de hangi gerekçe ile bu kanaate varıldığı belirtilmemiştir. Anayasa ve H.M.K. hükümlerine göre mahkeme kararları gerekçeli olmalıdır. Hangi gerekçe ile belirtilen kusur oranına karar verildiğinin gösterilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
4-Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde, davaya ve ıslaha konu ettiği maddi tazminat için kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. Mahkemece,her iki davalı açısından da dava dilekçesinde istenen miktara dava tarihinden, ıslah dilekçesine konu edilen bölüme ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Haksız fiil failinin sorumluluğu kaza tarihinden itibaren başlamakla, haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun
bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Mahkemece yukarıdaki anlatılanlar ışığında temerrüt tarihi belirlenerek ıslah dilekçesine konu edilen kısım itibariyle de dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı Kübra yönünden maddi tazminata ilişkin kararın kesin olması nedeniyle temyiz dilekçesinin REDDİNE (2) , (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.