Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/3399 E. 2018/12306 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3399
KARAR NO : 2018/12306
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ölüm nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile katılma yoluyla davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili; Müvekkilerinin ortak murisi … ‘ın sevk ve idaresindeki araç ile davalı …’ın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kaza sonucu … ‘ın olay yerinde vefat ettiğini, davalının tam kusurlu olduğunu, Ceza Mahkemesince mahkumiyet hükmü kurulduğunu, davalı … şirketi tarafından yapılan bir miktar ödemenin müvekkillerin zararını karşılamadığını, müvekkillerinin ani ölüm nedeni ile psikolojik olarak zarar gördüğünü ve elem ve kederlerini bir nebze hafifletmek için manevi tazminata hükmedilerek davalı …’dan tahsiline, hesaplanacak maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; Dava öncesi yapılan hasar başvurusu nedeni ile hesaplanan tazminatın ödendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun tamamını yerine getirdiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; Davacıların maddi zararlarının diğer davalı … şirketi tarafından karşılandığını,talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, kazadan sonra davacılar ile müvekkilinin ilgilendiğini,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminat talebi yönünden, maddi tazminatın ödenmiş ve konusuz kalması nedeni ile davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat yönünden davacıların davasının kısmen kabulü ile; Davacılardan …, …, … ve …’a ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 31/12/2013 tarihinden itibaren davalı …’dan tahsili ile bu davacılara verilmesine, dair verilen kararı davacılar vekili ile davalı … vekili (katılma yoluyla)temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacıların maddi tazminat istemi hakkında, dava sırasında sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş olması ve davanın açılması sırasındaki tarafların haklılık durumları gereği, davalılar lehine vekalet ücreti takdirinin mümkün olmamasına göre davacılar vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
3-6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın çok az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.024,02 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 17/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.