Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/3299 E. 2019/448 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3299
KARAR NO : 2019/448
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların babası … ‘un 08.02.2012 tarihinde davalılardan …’in sürücü ve diğer davalı şirketin işleteni ve maliki olduğu … plakalı aracın çarpması sonucunda vefat ettiğini, … hakkında … .Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/192 E. sayılı dosyası ile açılan ceza davasında mahkumiyet kararı verildiğini ve bu dosyada alınan bilirkişi raporunda sürücü … ve … ‘un eşit derecede kusurlu olduğunun belirtildiğini ileri sürerek her bir davacı için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabülü ile her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın 08.02.2012 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş; karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminatın takdirinde TBK’nın 56. maddesindeki (BK 47. mad.) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm
kurulmuş olmasına göre, davacıler vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava trafik kazası sonucunda ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; kendisini vekille temsil ettiren her bir davacı yönünden, lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davacılar yararına tek bir vekalet ücreti belirlenmiş olması doğru değil bozma nedeni ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2-a bendinin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak yerine “Davacılar yararına ayrı ayrı tayin ve takdir edilen 1.500,00’er TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak, davacılara verilmesine” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 22/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.