Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/3067 E. 2018/11909 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3067
KARAR NO : 2018/11909
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin trafik kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilleri Nuran için 2.000,00 Elif için 3.000,00 bakiye destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limit ile sınırlı olmak kaydıyla olay tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini Elif için 35.306,45 TL’ye, Nuray için 15.347,53 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacılara ödeme yaptığını, ibra edildiğini, fahişlik söz konusu olmadığından ibranamenin iptalinin talep edilemeyeceğini, yapılan ödemenin güncellenerek tazminattan düşülmesi, hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, müteveffanın emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafık kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulüne, davacı … için 35.306,45 TL, davacı … için 15.347,53 TL olmak üzere toplam 50.653,98 TL ‘nin temerrüt tarihi olan 08/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek değişecek oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazası sonucu davacıların desteğinin vefatı nedeniyle maddi zararlarının tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekili, desteğin hatır için taşındığını savunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK’nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve
yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK.nun 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılması, sonucuna göre hüküm tesisi gerekmektedir.
Ayrıca zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, vefat edenin kamyonette yolcu olduğu, araç sürücüsü olan Sadettin’in karakol ifadesinde müteveffanın arkadaşı olduğunu, sağ yan kapının açılarak arkadaşlarının savrulduğunu beyan etmiştir. Gene kaza yapan yolcu olarak bulunan Kerem’in karakol ifadesinde sabahleyin sohbete gittikten sonra Sadettin’in kullandığı araçla eve dönerken kazanın meydana geldiğini beyan etmiştir. Kaza sonrası düzenlenen otopsi raporunda müteveffanın trafik kazası ile oluşması mümkün künt genel beden travmasına bağlı pelvis kırığı ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti sonucu vefat ettiği belirtilmiştir. Kaza tespit tutanağında müteveffanın ön koltukta oturduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre mahkemece, bu savunmalar üzerinde durulmalı ve tarafların delilleri toplanarak BK’nın 43. ve 44. maddesi uyarınca tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği hususunda karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek, kabul edilmesi halinde ayrı ayrı hatır taşıması ve müterafık kusur için indirim yapılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.