Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/3002 E. 2018/11972 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3002
KARAR NO : 2018/11972
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … Müş. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları araçla, müvekkillerinden Selahattin’in sevk ve idaresindeki motorsikletin çarpışması sonucu motorsiklette bulunan ve karı-koca olan müvekkillerinin yaralandıklarını belirterek, 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan sigorta şirketi yönünden ihbar tarihinden işleyecek ticari faiziyle, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen; her bir davacı için 10.000,00’er TL’den toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 30.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile Selahattin için talebini 7.793,93 TL’ye, Feride için talebini 14.806,57 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … şirketi vekili, davacılara ödeme yaptıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile; Selahattin için 7.793,93 TL maddi ve 7.500,00 TL manevi, Feride için 14.806,57 TL maddi ve 7.500,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketinden kısmi ödeme tarihinden (yalnızca maddi tazminat yönünden), diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … Müş. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (aşağıdaki (3) nolu bendin dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı … Müş. Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın fazla görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece, aktüer bilirkişiden, davacı …’in gelirinin, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazısına dayanılarak günlük net kazancının 56,80 TL olarak kabulü ile hesaplanmasının istendiği, bu nedenle hükme esas alınan aktüerya raporunda, mahkemenin talimatı doğrultusunda davacı
Selahattin’in aylık gelirinin asgari ücretin yaklaşık 4,5 katı oranında hesaplandığı anlaşılmıştır. Dosyada gelire esas Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yazısına rastlanılmadığı gibi, davacının tam olarak ne ustası olduğu hususunda da muhtarlıktan alınan sıra-demir-kalıp-duvar ustası olduğu şeklinde çelişkili yazı dışında bir belge yoktur. Davacının usta olarak kabulü halinde gelirinin asgari ücretin bir miktar üstünde olacağı kabul edilmekle birlikte asgari ücretin yaklaşık 4,5 katı gelir elde etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Mahkemenin, davacının gelirinin belirlenmesi konusunda eksik araştırma ile karar vermesi doğru değildir.
O halde mahkemece; öncelikle davacının kaza tarihinde yaptığı işin ve kazancının kesin olarak tespiti için kolluk marifetiyle sosyal ekonomik durum araştırması yaptırılması, SGK Başkanlığı’ndan davacının kazancına ilişkin belgelerin getirtilmesi; davacının yaptığı işin niteliğine göre ilgili meslek odasından emsal ücret araştırması yapılması suretiyle davacının geliri belirlendikten sonra (gelirin net biçimde saptanamaması halinde yasal asgari ücret üzerinden) tazminatın hesaplanması konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Müş. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … Müş. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … Müş. Ltd. Şti.’ne geri verilmesine 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.