Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2883 E. 2018/2245 K. 13.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2883
KARAR NO : 2018/2245
KARAR TARİHİ : 13.03.2018

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu İbrahim hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu taşınmazlarını 02.05.2014 tarihinde diğer davalı …’ye sattığını belirterek, tasarrufların iptalini talep etmiştir.Davalı … vekili, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalılar İbrahim, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, dava konusu taşınmazlarını tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fark olduğu ve davalı borçlunun kötü niyetli olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır.Somut olayda, dava dayanağı takip dosyasında İİK’nun 105.maddesinde belirtildiği şekilde yapılmış bir haciz bulunmadığı gibi İİK’nun 143.maddesinde belirtilen aciz belgesi de sunulmamıştır. Bu durumda, borçlunun aciz hali ispatlanmamış olduğundan davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.
2-Kabule göre ise, tasarrufun iptal davasında, davacının amacı alacağın tahsiline yönelik bulunduğundan davanın kabulü halinde, İİK 283/1 maddesi gereğince iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi gerekirken borçluya ait olduğunun tesbitine karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a geri verilmesine, 13/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.