Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2811 E. 2018/12115 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2811
KARAR NO : 2018/12115
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalılar Ümit ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, müvekkilinin murisi yaya olan … ‘ın meydana gelen trafik kazası sonucu vefat ettiğini, olayda davalı araç sürücüsü …’ın kusurlu olduğunu, müvekkilinin … ‘ın ölümü nedeni ile maddi desteğinden yoksun kaldığını ileri sürülerek belirsiz alacak davası şeklinde açtığı işbu davada şimdilik 250,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketi poliçede sorumlu olduğu miktarla sınırlı kalmak üzere ve dava tarihinden itibaren, diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 24.08.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebini 27.408,64 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı … şirketi vekili, aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalanın kusuru oranında olmak üzere kişi başına 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, destekten yoksun kalma hususunda gerçek zararın belirlenebilmesi için öncelikle kusur tespiti ve konusunda uzman kişiler tarafından bilirkişi incelemeleri yaptırılması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini belirterek, bu nedenle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalılar Ümit ve … vekili, açılan davanın yerinde olmadığını, aracın müvekkili … adına kayıtlı olduğunu, müvekkili …’ın trafik kazasında herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının eşinin vefatı ile müvekkilinin trafik kazasındaki fiili arasında doğrudan doğruya bir illiyet bağının bulunmadığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek, bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 27.328,27 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketi yönünden poliçede sorumlu olduğu miktarla sınırlı kalmak üzere ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 11.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, 30.000,00 TL manevi tazminatın 11.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, dair karar verilmiş, hüküm, davalılar Ümit ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … ve … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hakim, manevi tazminata TBK’nun 56 (eski BK 47) maddesi hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde
edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bu durumda hükmedilen manevi tazminat miktarı, somut olayın özellikleri, kaza tarihi, tarafların kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana gelmesindeki etkiler gibi hususlar bir arada değerlendirilerek belirlenmelidir. Somut olayda; olayın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur durumu bir arada değerlendirildiğinde davacı lehine hükmedilen manevi tazminat bir miktar fazla olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davacı … hakkındaki manevi tazminat hükmünün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar … ve …’a geri verilmesine 12/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.