Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2805 E. 2018/11550 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2805
KARAR NO : 2018/11550
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemsi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillinin desteğinin uğramış olduğu trafik kazası sonucu ölmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi tazminatın davalı şirketin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek en yüksek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 135.445,66 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı …Ş. vekili, … mahkemelerinin yetkili olduğunu, şirkete ihbar yapılmadığını, kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, haksız fiil nedeniyle faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile; 135.445,66 TL tazminatın poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere olay tarihi olan 24.08.2012 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Davalı sigortacının, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe (ya da eksik ödeme) halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Davalıya davadan önce başvuru yapılmadığı anlaşılmakla, davalı, dava tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Bu nedenle dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ve olay tarihi 24.08.2014 olmasına rağmen 24.08.2012 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yöndeki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3.maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK’nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “olay tarihi olan 24.08.2012” ibaresinin silinerek yerine “dava” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya geri verilmesine, 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.