Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2659 E. 2018/11821 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2659
KARAR NO : 2018/11821
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin gerçekleşen kazada yaralandığını ve malul kaldığını, davalıların zarara neden olan aracın işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğunu açıklayıp 1.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar kusura ve tazminat miktarına itiraz ederek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere göre; meydana gelen kazada davalının kusuru bulunmadığından karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasında kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, kaza, davacının 18 metre genişliğindeki yolda davacının karşıdan karşıya geçmek istediği sırada sağ şeritteki kaldırıma 3 metre kala davalı sürücünün aracı ile çarpması ve davacının çarpma noktasından 18 metre ileriye düşmesi ile gerçekleşmiştir.
Mahkemece, tarafların kusur durumlarının belirlenmesi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 30.07.2015 tarihli makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda orta refüjde beton bariyer bulunmasının yayanın meskun mahalde karşıdan karşıya geçmesine engel olmadığı, davalının ise yaya çarptıktan sonra davacıyı 18 metre savurması, kendisinin de savurmadan 22 metre sonra aracı ile bina duvarına çarptıktan sonra yan yatması, aracın duvara çarptıktan sonra sol yanına yanması çarpmanın şiddetini ve
aracın hızını gösterdiği, yayanın aniden yola çıkmadığı, davacı yayanın 18 metrelik yolun 15 metresini geçtiği, davalı sürücünün sağa direksiyon tedbiri dışında her hangi bir önlem almadığı da dikkate alındığında davalının meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamından davalının sanık olarak yargılandığı … Asliye Ceza Mahkemesince Adli Tıp Kurumundan alına raporda; gece vakti, yayaların geçişini engellemek için orta refüjün fiziki bariyer ile kapatılmış olduğu, bölünmüş yoldan kontrolsüzce aniden yola giren davacı yayanın tam kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise, orta refüjdeki bariyerlere rağmen soldan yola giren yayaya çarpmamak için sağa direksiyon tedbiri aldığı ancak yine de çarpmış olmakla kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Ceza davasında alınan rapor ile eldeki davada alınan raporun çelişmesi üzerine bu kez mahkemece çelişkinin giderilmesi amacı ile yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bunun üzerine Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda davacının tam kusurlu olduğu, davalının ise meydana gelen kazada her hangi bir kusurunun olmadığı belirtilmiş, mahkemece bu rapor hükme esas alınarak davalının meydana gelen kazada kusur bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece kusur konusundaki çelişkilerin giderilmesi için dosyada bulunan bilirkişilerden/kurumdan farklı, yeni bir kuruldan rapor alınması gerekirken ceza yargılamasında görüşüne başvurulan aynı kurumdan rapor alınması doğru görülmemiş, buna göre mahkemece kusur konusundaki çelişkinin giderilmesi için … teknik Üniversitesi veya Karayolalrı Genel Müdürlüğü gibi farklı kurum/kişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden rapor alınmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.