Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2648 E. 2016/8012 K. 20.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2648
KARAR NO : 2016/8012
KARAR TARİHİ : 20.09.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkiline ait aracın davalı sigorta şirketine kasko sigortalı olduğunu, 31.01.2011 tarihinden itibaren davalı … adına vekili davalı … kullanımında olduğunu, aracın icra yoluyla teslim alındığını, araca kolluk güçleri tarafından el konulduğunda araca kasten verilmiş zararlar bulunduğunun görüldüğünü, üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketlerin kasko kapsamında olduğunu, aracın tamir süresi içerisinde kullanılamayacağını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL’nin olay tarihinden işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesi ile talebini ihtarnamenin tebliği tarihinden işleyecek faiziyle 11.500,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu ve İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, meydana gelen hasarın emniyeti suistimal suçunu oluşturduğunu, hasarın trafik kazası neticesinde meydana gelmediğini, talebin poliçe teminatına girmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalılar … ve … vekili, müvekkilinin eski ortağı olduğu davacı şirketten hisselerini devretmesi karşılığında dava konusu aracın verildiğini, taraflar arasında imzalanan protokole göre, aracın kredi borcu bittiğinde müvekkiline devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını, kredi ödemesi biten aracın devri istenildiğinde davacının devir yapmadığı gibi, aracın kendisine teslimini istediğini, araç üzerine muvazaalı haciz koydurduğunu, hasarın müvekkilleri tarafından verilmediğini, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, araçta talep edilen miktarda hasar olmadığını, hasarın kasten meydana getirildiği iddiasının doğru olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 11.500,00 TL’nin hasar tespit tarihi olan 26/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddinen karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davalı kasko şirketi yönünden kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Genel şartların A.5.7 maddesinde de yağsızlık, susuzluk, donma, bozukluk eskime, çürüme, paslanma ve bakımsızlık nedeniyle meydana gelen zararlar teminat dışı bırakılmıştır. Teminat dışı bırakılan bu zararlar davaya konu poliçede ek sözleşme ile teminat altına alınmamıştır.
Somut olayda 26.12.2011 tarihli polis görevlilerince düzenlenen görgü tespit tutanağında sigortalı aracın sol ön kapısında darbeye bağlı göçük, arka tamponunda göçük, sol arka lastik üzerinde göçük ve çizikler, bagaj kapağında çizikler, arka sağ fren ve stop lambalarının, sağ dikiz aynasının kırık, sağ ön kapıda göçük ve çizikler olduğu, sileceklerin olmadığı, iç kısımda torpidonun kırık, vites topuzunun sökük olduğu, araç koltukları üzerine mazot dökülmüş olduğu, kaput kaldırıldığında hidrolik yağ depo kapağının, su depo kapağının ve motor yağ kapağının, direksiyon yanındaki sinyal kolları ile kasetçalar düğmelerinin olmadığı hatta bilirkişi raporlarıyla da aracın bir çok yerinde hasar ve noksanlıklar olduğu belirtilmiştir.
Her ne kadar mahkeme gerekçesinde üçüncü kişilerin kötüniyet veya muziplikle yaptıkları hareketlerin teminat kapsamında olduğu, dosya kapsamında meydana gelen hasarların kasıtlı meydana getirildiğini gösterir herhangi bir bilgi yahut
belge bulunmadığı, bu nedenle davalı sigortacının sigorta teminatları dahilinde kalan talebe konu hasarları karşılama yükümlülüğü olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, sigortalı araçta yer alan hasarlardan kırık torpido, sökük vites topuzu, mazot dökülmüş araç koltukları, olmayan hidrolik yağ depo kapağı, su depo kapağı ve motor yağ kapağı ile olmayan kasetçalar düğmeleri ve direksiyon yanındaki sinyal kolları vs. yukarıdaki açıklamalar ışığında kasko teminatı kapsamına girdiği hususunda yeterli delil bulunmamaktadır. Tutanakta belirtilen bu hasarlar dışında kalan hasarların ise ne zaman ve ne şekilde meydana geldiği hususları dosya kapsamında belirli değildir. Bu açıklamalara göre mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli görülmemiştir. Diğer yandan aracın kullanımı anlaşma ve tutanakla kendisine bırakılan davalı … hakkında kasten zarar vermekten ceza davacı açılmış, sanıkSelim delil yetersizliğinden beraat etmiştir. Bu durumda mahkemece tarafların tüm delilleri sorulup toplanarak dosya arasındaki bilgi ve belgelerden dava konus aracın davalı …’e 31.01.2011 tarihinde teslim edildiği kasko sigorta sözleşmesinin ise 06.04.2011 tarihinde yapılması karşısında tutanakta ve bilirkişi raporlarında tespit edilen teminat kapsamına girebilecek hasarların poliçe teminat süresi içerisinde mi ve ne şekilde meydana geldiği, davalı şirkete ihbarda bulunulup bulunulmadığı ihbar yoksa nedenleri üzerinde durularak buna göre talep edilen hasarların teminat içinde kaldığı tespit edilen hasarların teminat içinde kaldığı tespit edildikten sonra TTK.1293 (TTK.1448 md.) madde hükümleri gözetilerek aynı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle davalı … hakkındaki hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Ak Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davalı Ak Sigorta A.Ş. hakkındaki hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 588,56 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … Sigorta A.Ş’ye geri verilmesine 20/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.