Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2587 E. 2018/12258 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2587
KARAR NO : 2018/12258
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacıların oğlu/kardeşi Caner’in idaresindeki bisiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı anne babanın ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 03.08.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 24.429,85 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, davaya konu kazada ölenin de kusurlu olduğunu, davalının ekonomik durumuna göre istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davaya konu kazada kusurunun bulunmadığını, ölen çocuğun idaresindeki bisikletin aracına çarpmasıyla kazanın meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı … için 10.741,70 TL ve Seyran için 13.688,15 TL maddi tazminatın; bu
davacılar için 30.000,00’er TL ve diğer davacılar için 7.500,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların talep edebileceği destek tazminatı miktarının belirlenmesi bakımından alınan 13.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı baba için 23.290,77 TL ve anne için 26.237,22 TL. tazminat hesaplandığı; hesaplanan bedellerden herhangi bir indirim yapılmadığı; mahkemenin ise, davalı tarafa ait aracın trafik sigortacısı olan Axa Sigorta A.Ş. tarafından davadan önce davacılara ödenen 25.098,15 TL’nin, davacılar için hesaplanan tazminatlardan eşit biçimde düşülmesi suretiyle saptanan miktarları hüküm altına aldığı görülmektedir.
Kazaya karışan davalı taraf aracının trafik sigortacısı olan dava dışı Axa Sigorta A.Ş’nin davacılara davadan önce yaptığı ödeme, bu sigorta şirketinin 11.07.2013 tarihli cevabi yazısından anlaşıldığı gibi, davacı tarafın da kabulünde olup sigortacı ödemesi düşülerek ıslah yapılmıştır. Bu itibarla; davalı sigortacısının davadan önceki tarihte ödediği destek tazminatının güncellenmiş değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği açıktır. Zira, davadan önce parayı alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için, davadan önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek düşülmesi gerekir. Bu itibarla; sigortacı tarafından davadan önce yapılan ödemenin, hiçbir güncelleme yapılmadan tazminattan düşülmesi doğru değildir.
Diğer taraftan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi hükmü gereğince, anne baba birlikte çocukların bakımından sorumludur; aynı Kanun’un 327. maddesinde ise “çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” denilmektedir.
Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi (anne ve babadan birinin ya da her ikisinin çalışıp çalışmadığına ilişkin ayrıksı durumlar da göz önüne alınarak) gerekmektedir. Mahkemenin hükme esas aldığı hesap bilirkişi raporunda ise, kaza ile ölüm tarihinde 9 yaşında olan desteğin 18 yaşından itibaren anne ve babasına destek olacağı kabul edilip hesaplama yapılmış ve ölen çocuğun bu yaşa gelmesine kadar yapılacak yetiştirme giderleri tazminattan düşülmemiştir. Esas alınan rapor, bu yönden de eksiktir.
Bu durumda mahkemece; davalı aracının trafik sigortacısı olan Axa Sigorta A.Ş. tarafından ödenen bedelin tazminatın denkleştirilmesi prensibi uyarınca, ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak bu ödemenin güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi; ayrıca, desteğin 18 yaşına geleceği tarihe kadar yetiştirme giderlerinin de düşülmesiyle belirlenecek tazminat miktarlarının hesaplanması için ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre (kazanılmış haklar da gözetilerek) karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacılar murisinin ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, murisin annesi/ babası/ kardeşi olan davacılar için toplam 75.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre
değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların oğlu/ kardeşi olan murislerinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve olay tarihindeki paranın alım gücü, kazada desteğin de kusurlu olduğu göz önünde bulundurularak davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ya geri verilmesine 17/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.