Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2559 E. 2019/594 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2559
KARAR NO : 2019/594
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı …. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davacıların oğlu ve …’un kardeşi …’ın kaldırımda yürümekte iken davalılardan …’a ait köpeğin saldırması sonucu köpekten kurtulmak için kaçarken diğer davalı … yönetimindeki aracın çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, müteveffanın Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencisi olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 20.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için 500,00’er TL maddi tazminatın davalı …. yönünden sigorta limiti ve sigorta kapsamı dahilinde olay tarihinden itibaren (davalı …. yönünden dava tarihinden) işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, 01/03/2013 tarihli HMK 107/2 maddesine göre netice-i talebin artırılması konulu dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … yönünden 71.115,00 TL’ye, Meryem yönünden 72.321,00 TL’ye çıkardığını bildirmiştir.
Davacılar vekili, 14/05/2015 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için 64.932,00 TL’ye, davacı … için 66.114,00 TL’ye yükseltmiş, talebine ilişkin harcını tamamlamıştır.
Davalı … vekili, dava konusu kazada müvekkilinin hiçbir kusur ve sorumluluğunun olmadığını, müteveffa …’ın ansızın yola çıkıp müvekkilinin kullandığı aracın önüne kendini atması sonucu kazanın gerçekleştiğini, davacıların … maddi desteğinden yoksun kalmalarının söz konusu olmadığını, merhumun kaza tarihinde henüz 20 yaşında olup öğrenci olduğunu, davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili aleyhine açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, 1 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiğini, davacıların murisinin herhangi bir yerleşim yeri ve kaldırım dahi olmayan otabanda yürüdüğünü, davacıların murisinin köpeklere karşı aşırı korkusu, paniği ve fobisi olduğunu, davalı müvekkilinin ailesine ait otopark, vinç, araç çekme v.s. amaçlı işyerine günde onlarca insan geldiğini, anılan işyerinin iki istinat duvarı ile çevrili durumda bulunduğunu, işyerinde hobi olarak köpek beslendiğini, müvekkiline ait köpeğin saldırgan bir köpek olmadığını, davalı müvekkilinin bakımı altındaki hayvanı kontrolü altında tuttuğu, serbest bırakmadığını, kendiliğinden serbest kalsa bile tehlikeli olabilecek şekilde kontrolsüz olmadığının açıkça sabit olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı … için 49.746,92 TL, davacı … için 50.928,54 TL, destekten yoksun kalma niteliğinde maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 18/06/2010 tarihinden itibaren, davalı …. yönünden ise dava tarihi olan 21/02/2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile davalılar …, … ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar … ve …’a verilmesine, davacılar … ve …’ın fazlaya ilişkin maddi tazminat istemi ile davacı …’ın maddi tazminat isteminin reddine, davacılar …
… ve … için 15.000,00’er TL davacı … için 7.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/06/2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar …, … ve …’a verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı …. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin, davalı … vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı …. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin, davalı … vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı …. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, destek …’ın … Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencisi olduğunu ve gelirin buna göre hesaplanması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 500,00’er TL maddi tazminat talep etmiş, mahkemece gelir araştırması için İl Milli Eğitim Müdürlüğünden yeni atanan öğretmenin maaşı sorulmuş, Emniyet Müdürlüğünden yeni mezun bir kişinin dershanede ne kadar ücretle çalışacağının araştırılması istenmiş; 01.02.2013 tarihli bilirkişi raporunda asgari ücret ve öğretmen maaşı esas alınarak alternatifli hesaplama yapılmış, tarafların itirazı üzerine bilirkişi tarafından hazırlanan 04.11.2013 tarihli ek raporda emniyet tarafından tespit edilen ücretin 2013 itibari ile öğretmen ücretleri ile uyumlu olduğu belirtilerek yeniden hesaplama yapılmadığı belirtilmiş, tarafların itirazı üzerine hazırlanan 16.06.2014 tarihli ek raporda emniyet cevabında belirtilen 750,00 TL gelir emsal alınarak hesaplama yapılmış, itiraz üzerine alınan 01.05.2015 tarihli ek raporda emniyet cevabında belirtilen 1.200,00 TL gelir emsal alınarak hesaplama yapılmış ve mahkemece bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir.
Desteğin vefat etmeden önce Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı öğrencisi olduğu dosya arasına alınan öğrenci belgesi ile anlaşılmakta olup, davacının üniversite mezunu olması halinde, öğretmen olarak çalışacağı kanaatiyle emniyet müdürlüğünden emsal araştırması yapılmışsa da destek Fen Edebiyat Fakültesi öğrencisi olup mezun olduğunda öğretmen olarak çalışıp çalışmayacağı belirli değildir, kaldı ki bu konuda emsal araştırmasının emniyet müdürlüğü tarafından yapılması da doğru değildir. Bu durumda mahkemece, öncelikle desteğin mezun olacağı muhtemel tarihin ilgili öğrenim kurumundan sorulması, desteğin mezun olduğunda çalışabileceği iş kollarının tespitinden sonra mesleğine göre elde edebileceği gelirin saptanması için bağlı olacağı meslek kuruluşları, sendika veya kamu kurumlarından emsal gelirin araştırılması, davacının okulundan mezun olacağı tarih ve sonrasındaki iş bulma süresinin sonuna kadar geçecek süre için gelirinin net asgari ücret olarak ve çalışmaya başlamasından sonraki dönem yönünden ise tespit edilen gelirine göre tazminat hesabının yapılması için, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, mahkemece gerekçeli kararda, 01.05.2015 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu ancak desteğin öğrenciliğinin devam edeceği ve askerliğini yapacağı kaza tarihi olan 18/06/2010 tarihi ile 31/12/2014 tarihi aralığındaki dönem için belirlenen, davacılar … ve …’ın her biri için 15.185,83 TL olmak üzere toplam 30.371,66 TL destekten yoksun kalma tazminatının mahkemece mahsup edilmesi neticesinde, ek rapor alınmasına gerek görülmeksizin davacı … için belirlenen 49.746,92 TL, davacı … için belirlenen 50.928,54 TL destekten yoksun kalma niteliğinde maddi tazminat talebi yönünden sübut bulan davanın kabulüne, davacı …’ın yasal koşullara uygun bulunmayan maddi tazminat talebi ile davacılar … ve …’ın fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmişse de, bu konuda bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece yapılan hesaplama ve mahsup işlemi sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- a) Davacılar destek … ’ın vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekte olup, kaza tarihinde destek 20 (20 yıl 5 ay 3 gün) yaşındadır. Hükme
esas alınan bilirkişi raporunda destek yaşasaydı, 25 yaşında evleneceği ve evleneceği tarihe kadar anne ve babasına gelirinden %25’er, evlilik tarihinden çocuğu oluncaya (28 yaşına) kadar %15’er, çocukları olduktan sonra %7,5’er pay oranında destek olacağı, destek süresi dolan baba destekten çıktıktan sonra destek süresi devam eden annenin payının %10 olacağı belirtilerek pay dağılımı yapılmıştır. Anılan hesaplama yanlıştır.
Hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’ar pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra, yaşam tablosuna göre anne ve babadan hangisi destekten çıkacaksa, kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir.
Bu nedenle; mahkemece, Yargıtay uygulamaları da gözetilmek suretiyle, bilirkişiden işaret edilen hususta ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, destek payının hatalı belirlendiği bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir.
b)Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin
zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, davalı … vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı …. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, davalı … vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı …. vekilinin, (3/a-b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılara geri verilmesine 23/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.