Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2446 E. 2018/11512 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2446
KARAR NO : 2018/11512
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın kusuru sonucu gerçekleşen kazada davacıların yaralandığını belirterek … için 90.000,00 TL manevi tazminat, … için 50.000,00 TL manevi tazminat, … için 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın kısmen kabulüne, davacılardan … için 15.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 5.000,00 TL manevi tazminatın 11.06.2013 tarihinden itibaren davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, davacı … yönünden manevi tazminatın takdirinde B.K.nın 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine
verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı … İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar ve somut olay dikkate alındığında, davacılar … ve … için takdir olunan manevi tazminatların bir miktar fazla olduğu görülmüş ve bu davacılar yönünden hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.