Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2267 E. 2018/11294 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2267
KARAR NO : 2018/11294
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, 18/03/2008 tarihinde, davacıların oğlu … nın idaresindeki ve davalıya trafik sigortalı araçla tek taraflı kaza yapması sonucunda vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde desteğin tam kusurlu olduğunu, davalının davacıların destek zararının tamamından sorumlu olduğunu beyanla, davacı anne ve baba için 1.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’i ve yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davacılar … için 43.377,00-TL ve … için 43.377,00-TL olmak üzere toplam 86.754,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 02/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde
görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucunda ölüm nedeni ile yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne, davacı … ve Sevim için 43.377,00’şer TL maddi tazminata hükmedilmiş; ancak davacılar yararına toplam miktar 86.754,00 TL üzerinden tek vekalet ücreti belirlenmiş ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 4. bendinde “nispi 9.340,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” ibaresinin çıkartılarak yerine “davacı … için 5.071,47 TL, davacı … için 5.071,47 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4.416,86 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.