Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/2121 E. 2018/11283 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2121
KARAR NO : 2018/11283
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 05.01.2014 tarihinde davacının aracına, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın çarpması neticesinde maddi hasar oluştuğunu ve davacının da hafif şekilde yaralanarak 2 gün iş göremezlik raporu aldığını, araç hasarının kasko sigortası tarafından karşılandığını, ancak aracının 1 ay süreyle tamirde kaldığını ve 5.000,00 TL değer kaybı oluştuğunu, davacının veteriner olduğunu ve özel aracıyla çalıştığını, tamir sürecinde 1.398,00 TL ödeyerek 3 hafta araç kiralamak zorunda kaldığını, geçirdiği kaza nedeniyle korku ve sıkıntılara maruz kaldığını ve manevi zarara uğradığını beyanla 5.000,00 TL değer kaybı ile 1.398,00 TL araç kiralama bedeli ve 1.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davasının kısmen kabulü ile 3.898,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 05/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-07.10.2004 tarih, 25606 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun ile HUMK’ye eklenen ek madde 4 ile aynı Yasa’nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu manevi tazminata ilişkin karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden reddedilen miktar itibarı ile temyiz eden davacı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca …’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı ….nun 85. maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmü gereğince davalılar sürücü ve işleten zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacı vekili; dava dilekçesinde talebini teselsül hükümlerine göre davalılardan tahsilini talep etmiş olmakla; davalılar sürücü ve işletenin zarardan müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalıların müştereken sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
3-Dava, değer kaybı ve ikame araç bedeli tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece benimsenen makine mühendisi bilirkişi raporu doğrultusunda, davacıya ait araç için 2.500 TL değer kaybı ve 1398,00 TL ikame araç bedeli tazminat bedellerine hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı ve ikame araç bedeli hesaplaması doğru yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece; araç değer kaybı ve ikame araç bedeli konusunda hesap yapmaya ehil, konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden, tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, hasarının nitelik ve niceliği vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı
onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ve aracın tamir süresinin (makul süre), tamir için geçen süredeki kaybın (ikame araç bedeli) belirlenmesi için ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.