Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/19966 E. 2018/10924 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19966
KARAR NO : 2018/10924
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın 01/07/2007 tarihinde müvekkillerinin eşi ve annesi olan Ülviye Kulaksız’ın yolcu olarak bulunduğu araca çarpması nedeniyle ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL defin masrafı, her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan, davacı eş İbrahim ve çocuk Serhat için ayrı ayrı 100.000,00 TL, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 75.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini davacı … için 53.316,35 TL’ye, davacı … için 3.807,11 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; davacılar İbrahim ve …’ın maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat yönünden davacı … için 80.000,00 TL, davacılar Serhat, Suat ve … için ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatın 01.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek
yasal faiziyle birlikte Mehmet Zengin ve …’ten tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu vefat nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların eşi/ annesi olan murislerinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kazanın meydana geldiği tarih de göz önünde bulundurularak davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’e geri verilmesine 20/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.