Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/19409 E. 2019/7409 K. 12.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19409
KARAR NO : 2019/7409
KARAR TARİHİ : 12.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili şirkete trafik sigortası ile sigortalı, davalıya ait ve davalının idaresindeki aracın, … plakalı araca ehliyetsiz ve asli kusurlu olarak çarptığını, zarar gören aracın onarım ve tamir masraflarının toplam 12.000,00 TL olarak belirlendiğini, kusur oranına göre müvekkili tarafından 9.000,00 TL’nin 03.04.2015 tarihinde onarım şirketine ödendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.000,00 TL maddi tazminatın ödeme gününden itibaren işleyecek kanuni temerrüt faizi ile birlikte davalıdan rücuan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, kazanın diğer araç sürücüsünün tam kusurlu hareketi nedeniyle meydana geldiğini, kusur durumunun ATK raporuyla tespit edilmesini, davacının iddialarını ve belirtilen hasar miktarını kabul etmediğini, karşı araçta meydana gelen gerçek hasar tutarının konusunda uzman bir makine mühendisi tarafından hazırlanacak olan bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 9.000,00 TL rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 03/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi nedeniyle, karşı araç hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin kendi sigortalısına karşı açtığı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi Genel Şartlarının (tazminatın azaltılması ve kaldırılması sonucunu doğuran haller) başlıklı B.4.c maddesinde tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetname haiz olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda vukua gelmiş ise sigortacının bu hususu zarar görenlere karşı ileri süremeyeceği ve fakat ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Poliçede yer alan bu şart esasen Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. Maddesi düzenlemesinin poliçeye aksettirilmiş bir hükmüdür. Sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarı, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir.
Somut olayda davacı taraf, karşı aracın onarım ve tamir masrafları için 3. Kişiye yaptığı ödemenin, sigortalısının ehliyetnameye sahip olmaması nedeniyle rücuan tahsilini talep etmiş, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmadan, yalnızca ödemeye ilişkin belgelere göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” düzenlemesine yer verilmiştir. Kanun’un açık metninde de görüldüğü üzere, teknik bilgi gerektiren bir konuda, sadece tarafların talebinin bulunması halinde değil, mahkemenin de re’sen bilirkişi incelemesi yaptırması mümkündür. Kaldı ki davalı süresinde sunduğu cevap dilekçesinde kusur ve hasar konusunda bilirkişiden rapor alınması gerektiğini savunmuştur.
Anılan tüm bu düzenlemelere göre; Kaza tespit tutanağında kusur izafe edilen davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında davacının rücu hakkının doğacağı; kusur durumunun belirlenmesi konusunda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği dikkate alınarak; konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden kazanın oluşumunda davalının kusur oranının ne olduğu ve davacının ödediği hasar bedelinin oluşa uygun olup olmadığı konularında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.