Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/18759 E. 2018/12701 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18759
KARAR NO : 2018/12701
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa’dan kaynaklanan tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı hazine vekili, davalı borçlu şirket hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını ortağı Sevda’nın dava konusu taşınmazını diğer eşi Mustafa’ya devrettiğinden, bu tasarrufun iptalini istemiştir.
Davalılar, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin ilk kararı dairemizin 31.03.2015 tarih … Esas 2015/5181 sayılı kararı davalıların sair temyiz itarzlarının reddi ile dava konusu taşınmazların üçüncü kişi davalı …’nın elinden çıktığından ve davacı tarafından davanın bedele dönüştürüldüğünden bu bedele hükmedilmesi gerektiği, davalı şirketi hakkındaki davanın ise husumetten reddi gerekçesinden bahisle bozulmuş bozma sonrasında davalı … hakkındaki davanın dava koşulları oluşmadığından, davalı TSAF Hal Grup Ege Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilini aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-6183 sayılı Yasa’nın 25.maddesinde…”tasarrufun iptalinin borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle, bunların mirasçıları ve suiniyet sahibi diğer üçüncü şahıslara karşı istenileceği” belirtilmiştir. Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunan üçüncü kişi yasal hasım bir diğer anlatımla mecburi dava arkadaşıdır.
Mahmece üçüncü kişi hakkında bedele hükmedebilmesi için öncelikle borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufun iptal edilmesi gerekir. Bundan sonra iptal edilen tasarrufa konu mal ve hak üzerinde davacı alacaklıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmeli şayet dava bedele dönüşmüş ise bedelin üçüncü kişiden tahsiline karar verilmelidir.
Somut olayda, öncelikle borçlu Sevda ile üçüncü kişi Mustafa hakkındaki davanın kabulü ile dava konusu tasarrufun iptaline, dava bedele dönüştüğünden bedelin Mustafa’dan tahsiline karar verilmesi gerekirken Sevda hakkındaki davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nederlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.