Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/18650 E. 2017/10150 K. 06.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18650
KARAR NO : 2017/10150
KARAR TARİHİ : 06.11.2017

MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın 05/05/2013 gün ve … poliçe numarası ile kasko sigortalı olduğunu, 11/03/2014 tarihinde aracın müvekkilinin eşi olan … tarafından kullanıldığı esnada maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kaza sonucu tutulan kaza tespit tutanağı dikkate alınmadan … tarafından müvekkilinin eşi olan …’in %100 kusurlu gösterildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini ve sorumluluğun kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; HMK’nın göreve ilişkin 4.maddesinde Sulh hukuk mahkemelerinin hangi davalarda görevli olduğunun belirlendiğini, dava konusu talebin asliye hukuk mahkemelerinin görevinde olduğunu bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın müvekkiline yöneltilme imkanı olmadığından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, kusur bilgilerine itirazın tutanak değerlendirme komisyonuna yapılması gerektiğini, kusur durumuna ilişkin nihai değerlendirmede müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı …’in aracın sahipliği dışında dosyada her herhangi bir sıfatının bulunmadığı, davacı …’in davacılık sıfatının bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası sonucunda … Tramer kayıtlarında kusurlu görülen davacıya ait araç sürücüsünün kusurlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.6100 sayılı HMK’nun 107. maddesine göre tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Yani, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Buna göre eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.Mahkemece; davacı …’in davacılık sıfatının bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı … dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı aracın maliki olup davacının dava açma hakkı ve aktif dava ehliyeti bulunduğundan, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi yönündeki mahkeme gerekçesi yerinde değil ise de, yukarıda belirtilen nedenlerle davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmamasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 06/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.