Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/1861 E. 2018/12070 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1861
KARAR NO : 2018/12070
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; 25/06/2009 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın davacının sevk ve idaresindeki bisiklete çarpması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını, davalı tarafından 14.182,00 TL ödeme yapılmışsa da ödenmesi gereken tutarın daha yüksek olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL ek sakatlık tazminatının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 17.12.2014 tarihli dilekçe ile dava değerini 5.292,23 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davacı adına 31/12/2009 tarihinde 14.182,00 TL ödeme yapıldığını ve davacı tarafından ibraname imzalandığını, bu nedenle talepte bulunamayacağını, davalı kurumun sorumluluğunun kaza tarihinde geçerli olan teminat limitini aşamayacağını, tarafların kusur oranlarının ve iş gücü kaybı oranının yeniden tespit edilerek hesaplamanın aktüer bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacıya ödenen ve ödenmesi gereken tazminat arasında açık bir nispetsizlik bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenle verilen ibranamenin geçerli bir ibra olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur
oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararın tazmini istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111.maddesinde, tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, bu Kanun’da öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafça davacıya 31/12/2009 tarihinde 14.182,00 TL ödeme yapılmış olup, taraflar arasında 25.12.2009 tarihli ibraname düzenlenmiştir. Mahkemece alınan aktüer raporunda davacının zararı 23.257,90 TL olarak belirlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesi gereğince, aktüer raporu ile tespit edilen 23.257,90 TL iş göremezlik zararı karşısında 14.182,00 TL’lik ödemeye ilişkin ibraname, ödemenin yetersizliği karşısında geçersizdir.
Kaldı ki, davacı tarafça ibranamenin ihtirazı kayıt ile imzalanması sebebi ile bu belge artık bir ibraname değil makbuz hükmündedir.
Mahkemece, davacıda oluşan gerçek zarardan, davalı sigorta şirketince ödenen miktarın güncellenerek (17.965,67 TL) düşülmesi ile tespit edilecek miktara hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde, yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 12/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.