Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/1860 E. 2018/11373 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1860
KARAR NO : 2018/11373
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı …Trz.San. ve Tic.Ltd.Şti vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; davalıların trafik sigortacısı, işleteni ve sürücüsü olduğu aracın müvekkillerinin murisi …’nun bisikletine çarpması sonucu …’nun ağır yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiğini, davalı sürücünün kazada kusurlu olduğunu belirterek davacı baba Faik için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan, davacı baba Faik için 20.000,00 TL manevi tazminat ile diğer davacı kardeşler için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile … Ltd.Şti ve …’dan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebin 18.061,20 TL ye yükseltmiştir.
Davalı … San. ve Tic.Ltd.Şti vekili; davalı …’un şirket çalışanı olmadığını, aracın maliki ve işleteni olduğunu, müvekkilinin davalı …’tan sezonda otobüs yetersizliğinden dolayı noterde düzenlenen hizmet sözleşmesi gereğince 25 gün hizmet satın aldığını ve sözleşme gereği alacağı olan 3.541,00 TL’nin fatura karşılığında ödendiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …Ş. vekili; kazaya karışan aracın trafik sigorta poliçeli olduğunu davacının müracatı üzerine hasar dosyası açıldığını ancak eksik evrakların davacılar tarafından karşılanmadığı için ödeme yapılmadığını olay tarihinden değil dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; kazada asıl kusurlu tarafın ölen şahsın olması sebebiyle davanın reddini, illiyet bağı gereği ölüm sebebinin netleştirilmesi gerektiğini, bisiklet yolu olmaması, ölen şahsın korumasız kasksız bisiklet sürmesi vb sebeplerin göz önünde bulundurulmasıyla yeniden kusur raporu düzenlenmesini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile 18.061,20 TL tazminatın davalılar … ve … Turizm San. Tic. Ltd. Şti. açısından kaza tarihi olan 26/07/2011 tarihinden, davalı …Ş. açısından ise poliçe limiti ile sınırlı olmak şartıyla, dava tarihi olan 06/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı baba … için 10.000,00 TL, davacı kardeşler için ayrı ayrı olmak üzere 1.000,00’er TL. manevi tazminatın davalılar … ve … Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’den kaza tarihi olan 26/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı … San. ve Tic.Ltd.Şti vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı …San. Ve Tic.Ltd.Şti vekili ve davalı … vekilinin temyiz
itirazlarının reddine, davacılar vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası neticesinde vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
6098 sayılı TBK.’nın md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı …San. ve Tic.Ltd.Şti vekili ve davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 966,82 TL kalan harcın temyiz
eden davalılar …San. ve Tic.Ltd.Şti ve …’dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.