YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18204
KARAR NO : 2019/4771
KARAR TARİHİ : 15.04.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı …vekili, davalı … adına kayıtlı tarımsal sulama elektrik aboneliğinden kaynaklanan elektrik borcu nedeniyle aleyhine icra takibi başlatıldığının takibin kesinleştiğini, hacze kabil mala rastlanılamadığını, davalı adına kayıtlı 25 taşınmaza haciz şerhi konulmuş, davalı … 26/03/2010 tarih ve 720 yev, ile davalının eşi ….’ye hacizleri ile birlikte devredildiğini, davalılar arasında yapılan bu satış işlemlerinin muvazaalı olup, mal kaçırma kastıyla yapıldığından bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkiller hakkında açılan davayı kabul etmediklerini, borçlu olan müvekkil … davacı tarafı zararlandırmak maksadıyla hareket etmediklerini, temlikin yapıldığı sırada dava konusu taşınmazlar üzerinde zaten davacı tarafın hacizleri mevcut olduğunu, davacı taraf haciz koydurduğunu, müvekkil …. çocuklarından kaynaklanan ailevi bir meseleden dolayı üzerindeki taşınmazları 26.03.2010 tarihinde eşi olan diğer müvekkil davalı …’ye hacizli olarak temlik ettiklerini, halen müvekkil ….’ye ait olmak üzere devam ettiğini, bir başkasına devredilmediğini, taşınmazların alacaklıyı zararlandırmak maksadı ile elden çıkarıldığını
iddia etmek mümkün olmadığını, davacı taraf kanuni süresi içinde satış talep etmeyerek hacizleri düşürdüğünü ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, satış değeri ile gerçek değer arasında ciddi fark bulunduğu, karı-koca olan davalılar arasındaki ivazlı tasarrufların İİK 278 maddesi uyarınca bağışlama niteliğinde olduğu belirtilmekle; …’nin davaya konu taşımazları muvazaalı bir şekilde alacaklıdan mal kaçırma kastı ile devrettiğinden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar vekillerinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir.Satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtları varsa,alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilir. Bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haiz miktarının da gözönünde tutulması gerekir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı
irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda …. köyü, 134 ada 116 parsel,140 ada 377 parsel, 140 ada 378 parsel 140 ada 497 parsel, 143 ada 4 parsel, 143 ada 8 parsel, 143 ada 9 parsel 145 ada 54 parsel, 145 ada 60 parsel, 146 ada 2 parsel, 165 ada 25 parsel, 201 ada 5 parsel sayılı taşınmazların dava tarihinde davacı …adına hacizli olduğu görülmekle İ.İ.K 277 kaynaklanan dava yönünden haciz yetkisi verilmesi yönünden davacı hacizli taşınmazları usulüne uygun olarak sattırarak alacağını alma imkanına sahipken, bu davayı açmakta hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar dava şartlarından olup mahkemece resen gözetilmesi gerekir. HMK’nin 114/h maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilip yazılı olduğu üzere kabulüne karar verilmesi doğru değildir
3-Kabule göre; İİK.’nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK.’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının icra takibindeki alacak ve ferilerinden fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekir.
Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan dava
koşullarından olan taraf teşekkülü yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gereken bir husustur.
Dosyadaki tapu kayıtları incelendiğinde …. köyü,158 ada 127 parsel Davalı 3 kişi …. tarafından 08/12/2010 tarihinde Davadışı ….’e devredildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece davacıdan, taşınmazı satın alan 4. kişiyi davaya dahil edip etmeyeceği veya davasını bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceğinin sorulması, davaya dahil etmesi halinde usulüne uygun biçimde dava dilekçesinin tebliğedilerek taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra taraf delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi, 4.kişinin davaya dahil edilmemesi halinde ise 3.kişi Kadriye yönünden taşınmazı elden çıkardığı tarihteki rayiç değer üzerinden tazminata dönüştüğü kabul edilerek hüküm altına alınması gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere bu taşınmaz yönünden tasarrufun iptali ile satış yetkisi verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle (1) nolu bent gereği davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle de davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 15/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.