Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/18007 E. 2019/7784 K. 19.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18007
KARAR NO : 2019/7784
KARAR TARİHİ : 19.06.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından talep edilmiş, davacılar vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.06.2019 Çarşamba günü davacılar vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili ile davalı … vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; 11.08.2013 tarihinde davalı …’nin maliki, …’in sürücüsü olduğu yabancı plakalı aracın, davalı …Ş.’ne kasko sigortalı davacı …’in maliki ve sürücüsü olduğu araca çarpması sonucu yolcu olarak bulunan …’in yaralandığını, …’in yaralanma sonucunda iş ve gücünden kaldığı, özel yardımcıya ihtiyaç duyduğunu, pansuman, kontrol, fizik tedavi, ulaşım masrafları ve daha bir çok zararları olduğunu belirterek şimdilik 12.500,00 TL talep ettiklerini, yine … için gördüğü tedavi ve yaralanmasına bağlı olarak 20.000,00 TL manevi tazminat, eşi … için kendinin hafif yaralanması ve eşinin yaralanması nedeniyle 10.000,00 TL, çocukları … ve …’in her biri için 5.000,00 TL manevi tazminatın- davalı … şirketleri yönünden poliçede yazılı maddi tazminat teminat limitleri ile sınırlı sorumlu olmak üzere- davalılardan olay tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasından feragat edilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı …, yolcu olduğu araç ile davalı …’in işleteni olduğu, davalı …’in idaresinde bulunan yabancı plakalı aracın karıştığı kazada yaralanmıştır.
İşletenin, 2918 sayılı KTK.’nun 85. maddesi, sürücünün TBK’nun 49 (BK.’nun 41) vd. madde hükümlerine göre mevcut zarardan davacıya karşı, 2918 sayılı KTK.’nun 88/1. maddesi uyarınca müteselsilen sorumluluğu bulunmaktadır. Alacaklı taraf, TBK’nun 163. maddesi (BK.nun 142/1) uyarınca, müteselsil borçlulardan hepsinden veya birinden borcun tamamen veya kısmen edasını istemekte muhayyerdir.
Mahkemece aldırılan 02/02/2016 tarihli raporda davacının zararının toplamda 100.388,73 TL olduğu (sürekli işgöremezlik 95.786,85 TL, geçici işgöremezlik 2.190,84 TL ve bakıcı gideri 2.411,04 TL) bildirilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut 07/05/2015 tarihli protokol başlıklı belge incelenmesinde, davalı Motorlu Taşıtlar Bürosu’nun protokol gereğince davacı …’in maluliyeti ile ilgili olarak 33.572,00 TL maddi tazminat, 15.000,00 TL manevi tazminat, 7.569,25 TL faiz ve 5.792,00 TL vekalet ücreti ödemesi yapılacağı, bunun üzerine davalı Motorlu Taşıtlar Bürosu hakkında açılan davadan feragat edileceği taahhüt edilmiştir.
Davacılar vekili yargılama aşamasında sundukları 08.05.2015 tarihli dilekçe ile ekte sundukları protokol gereği davalı Motorlu Taşıtlar Bürosu adına açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, diğer davalılar bakımından davaya devam ettiklerini bildirmiştir.
Dosyada mevcut belgelere göre davalı Motorlu Taşıtlar Bürosu’nun olay tarihinde poliçe limitinin 250.000,00 TL olduğu, davacı tarafa yargılama sırasında 07.05.2015 tarihinde 33.572,00 TL asıl alacak ve ferileri olmak üzere 61.933,25 TL ödendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacı tarafın toplam 61.933,25 TL ödemeyi kabul ederek Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu aleyhine açtığı davadan feragat etmesi sebebiyle maddi tazminat yönünden yapılan ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden (250.000,00 TL-33.572,00 TL=216.428,00 TL) 216.428,00 TL’lik kısımdan feragat ettiğinin kabulü ve manevi tazminat istemlerinin fazlaya ilişkin kısmından feragat etmiş olduğu hususu da dikkate alınarak tüm davalılardan maddi ve manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Müteselsil borçlulardan birinin zarar görenin zararını ödemesi oranında diğer borçlular borcundan aynı oranda kurtulurlar. TBK’nun 166. maddesi (BK’nun 145. maddesi) “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır” hükmünü içerir.
Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır.
Somut olayda; davacılar vekili tarafından, zarardan müteselsilen sorumlu olan araç maliki, sürücü ve Motorlu Taşıtlar Bürosu’na karşı dava açılmış; dava devam ederken davacılar vekili tarafından davalı Motorlu Taşıtlar Bürosu borçtan tamamen ibra edilmiş ve davalı Motorlu Taşıtlar Bürosu yönünden davadan feragat edilmiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de dikkate alınmak suretiyle, davacılar tarafından verilen 07.05.2015 tarihli protokol ve davacılar vekilinin Motorlu Taşıtlar Bürosu hakkındaki davadan feragatin, protokol içeriğine göre diğer davalılara etkisi ve sirayet edip etmeyeceğinin değerlendirilmesi; değerlendirme yapılırken, teminat limiti 250.000,00 TL. olduğu halde, bu limitin çok altındaki bedelin ödenmesi karşılığında Motorlu Taşıtlar Bürosu’nun ibra edildiğinin gözetilmesi; davalı Motorlu Taşıtlar Bürosu yönünden borçtan tam ibra ve davadan feragat sözkonusu olduğu gözetilip davalıların hukuki durumlarının takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, davalı işleten ve sürücü yönünden feragatin tüm tazminat miktarı için sirayet edeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
3-Davacılar vekilince dava dilekçesinde davacı …’in yaralanması nedeniyle eş ve çocukları olan diğer davacılar için de manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece yapılan ödeme ile manevi tazminat istemlerinin fazlaya ilişkin kısmından feragat edilmiş olduğu ve manevi tazminat isteyemeyecekleri gerekçesi ile tüm davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi ile özetle “ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceği” hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenlenme ile 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlük zamanında içtihatlarla düzenlenen husus yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmuş ve yaralananın yakınlarının manevi tazminat davası bakımından hak sahipliği durumu ön şartı olarak “ağır bedensel” zarar koşulunu getirmiştir.
Dava konusu olayda diğer davacıların eşi ve anneleri olan … yaralanmış, %67 oranında maluliyeti bulunduğu belirlenmiş, uzun süre tedavi görmüş ve operasyonlar geçirmiştir.
Bu şekilde bir yaralanmaya maruz kalan ve tedavi gören davacının çocukları ve eşinin bu yaralanma nedeniyle büyük üzüntü çekmiş olduklarının mutlak olmasına ve davacının durumunun ruhsal bütünlüklerini etkilediğinin kabulü ile bahsi geçen ibranamede …’in eş ve çocuklarının talepleri ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmayan ve kendilerine manevi tazminat olarak ödeme yapılmayan bu davacılara da yukarıda anılan ilkelere göre hak ve nasafet ilkeleri gözetilmek suretiyle uygun miktarda manevi tazminat taktir edilmesi gerekirken aksine düşünce ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre davalılar … ve … vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar … ve … yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar … ve …’e geri verilmesine 19/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.